Konstrüktivizm

Okuma Süresi: 1 dak

 

Konstrüktivizm modern mimarinin bir formu olup daha çok Sovyetler Birliğinde 1920’li yıllarda ve 1930’lu yılların başında yaygınlık kazanmış bir mimarlık akımıdır. Konstrüktivist mimarlık, gelişmiş teknolojiyi ve mühendislik bilimlerini dönemin komünist ideolojisine uygun bir sosyal amaçla birleştirmeyi ve bu amaç doğrultusunda tasarımlar yapmayı hedeflemiştir.

Konstrüktivizm akımı, endüstriyel malzeme ve teknikleri yücelten, biçimlendirme çalışması olarak ortaya çıkmıştır ve çağdaş malzemeyi ve kompozisyon anlayışını benimser. Konstrüktivist mimarların geometrik şekillere, hareket temasına, sürat hissine, cam ve çelik kullanımına ve teknolojik detaylara önem verdiği iyi bilinir. Konstrüktivizm akımını benimseyen mimarlar, yaptıkları tasarımlarla diğer insanların düşüncelerini değiştirmeye ve geçmişle olan bağlarını koparmaya çalışmışlardır.

Konstrüktivist mimarlar, yaptıkları yenilikçi tasarımlarla herkese yeni malzemelerin sunduğu farklı olanakları göstermek istemişlerdir. Örneğin çelik çerçevelerin farklı cam kullanımlarına müsade ettiğini ve cam kullanımıyla katı kütlelerin birbirini dengelediğinin altın çizmişlerdir. Barok döneminin süslü dünyasından çıkıp daha minimal ve geometrik formlar kullanarak daha net ve çarpıcı bir mimarlığın başladığını savunurlar. Farklı malzemelerin bir arada kullanımını, yapıların çeşitli parçaları arasındaki bağlantıları gizlemek yerine açığa çıkarmanın daha önemli olduğunu düşünürler.

Ancak kendisini akıma adayan gruplar birleşip bu felsefeyi geliştirecekleri yerde, birbirlerine rakip olma yoluna gitmişlerdir. Belki de bu sebepten, akım beslenememiş ve ömrü kısa kalmıştır.

Ressam ve heykeltraşların Konstrüktivizm ilkelerini yansıtabildikleri pek çok eserleri bulunmasına rağmen, mimaride konstrüktivist tasarımlarından pek azı uygulanmıştır. Asla uygulanmamış ancak adı her daim konstrüktivizm ile birlikte anılan, Rus sanatçı Tatlin’in 1920’de Moskova’da toplanan Üçüncü Enternasyonal için tasarladığı meşhur Tatlin Kulesi isimli anıt çalışması vardır. Eğik ve sarmal bir biçimde 400 metra kadar yükselen çelik taşıyıcıların oluşturduğu bu anıtın altında toplantı salonları düşünülmüştür. Ayrıca Lizitski’nin Lenin için tasarladığı bir haberleşme kulesi, Vesnin kardeşlerin Leningrad’daki Pravda Gazetesi yapısı, Leonidov’un Lenin Enstitüsü, Marcel Breuer’in Harkov Tiyatrosu veya J.Çemikov’un çeşitli sanayi yapılarına ilişkin tasarımları asla uygulanamamış olsa da, mimarlıkta konstrüktivist yaklaşımı en iyi yansıtan örneklerdir.

1932 yılında tamamen popülerliğini kaybetse de; konstrüktivist birçok mimari tasarım uygulanmış ve tamamlanmıştır. Konstrüktivizmin Türk sanatı ve mimarlığı üzerinde önemli bir etkisi olmamıştır. Kimi yapıtlarda bu akımın ilkelerini anımsatacak izlere rastlanırsa da, ülkemizde hiç bir zaman ağırlığı olan bir eğilime dönüşmemiştir.

Konstrüktivizm kısa sürede gözden düşmüş olsa da, ilerleyen yıllarda ve dönemlerdeki yeni mimarlık akımlarına oldukça önemli etkileri olmuştur.


Etiketler:
Bu Wiki'yi Faydalı Buldunuz mu ?
Hayır
Okunma: 18713
Önceki: High Tech
Sonraki: Kübizm
X
X