Oscar Niemeyer

Okuma Süresi: 12 dak

 

Oscar Ribeiro de Almeida Niemeyer Soares Filho (15 Aralık 1907 – 5 Aralık 2012), bilinen adıyla Oscar Niemeyer, Brezilyalı mimar ve uluslararası modern mimarlığın en önemli temsilcilerindendir. Niemeyer, dökme betonunun estetik amaçlar için farklı biçimlerde kullanılmasının öncülüğünü yapan mimarlardan olmuştur.

Dönemin Brezilya’daki ünlü mimarlarından Lúcio Costa ve Carlos Leão’nun ofislerinde mimarlık kariyerine adım atan Niemeyer, zaman içinde uluslararası modern mimarlığın en önemli temsilcilerininden birisi olmuştur. 1939 New York Dünya Fuarı’ndaki Brezilya Pavyonu tasarımı ile uluslararası mimarlık dünyasında daha da tanınmaya başlayan mimar, Pampulha’da daha geniş alanlara yayılmış büyük ve farklı kapsamlı projeleri tasarlamak fırsatını elde etmiştir.

Niemeyer, Batı Avrupa Modenizmini Güney Yarıküreye uyarlama konusunda bir öncü ve 20. yüzyılda Brezilya’nın en tanınmış mimarıdır. Eğri çizgili beton formların yanısıra geniş cam alanlar yapıtlarının en tipik özellikleridir. Mesleğinin ilk yıllarında Le Corbusier’den etkilenmiş, Bauhaus’un dogmatik işlevselciliğini ise reddetmiştir. Brezilya’nın doğal çevresini yansıtan yapılar yaratarak “form güzelliği izler” ilkesini içeren ‘estetik işlevselcilik’ kavramını geliştirmiştir. Modern Brezilya için yerli bir kültürel kimlik yaratan anıtsal binalarının yer aldığı yeni başkent Brasilia’yı tasarlamıştır. Çok ünlü bir mimar olmasında ve modern mimarlığın önemli eserlerinden bazılarını oluşturmasında en çok Brasília şehrindeki tasarımları etkili olmuştur.

Gençlik yıllarından beri komünist ideolojiyi benimseyen ve 1945 yılında Brezilya Komünist Partisi’ne üye olan Oscar Niemeyer, 1964 yılında gerçekleşen askerî darbeden sonra, siyasi görüşlerinden dolayı 1985 yılına kadar yurt dışında yaşamıştır. Bu dönemde daha çok Brezilya dışında tasarımlar gerçekleştiren mimar, ülkesine dönüşünden sonra hem yurt içi hem de yurt dışında çalışmalarına devam etmiştir. Birçok ulusal ve uluslararası ödül kazanmıştır.

Tasarladığı yapılarda geniş alanlara yer vermesi ve farklı amaçlı kullanımları alışılmadık şekillerde kullanması ile tanınan mimar, “anıtsal yapıların heykeltıraşı” nitelemesi ile hem övülmüş hem de eleştirilmiştir.

Oscar Niemeyer, 15 Aralık 1907 tarihinde Brezilya’nın başkenti Rio de Janeiro’da yer alan ve de daha sonraları dedesi Ribeiro de Almeida’nın ismi verilecek olan Laranjeiras bölgesinde dünyaya gelmiştir. Oscar Niemeyer, Soares ve Delphina Ribeiro de Almeida’nın oğludur. İki erkek ve bir kız kardeşi vardır. Büyük babası Brezilya Anayasa Mahkemesi’nden sorumlu devlet bakanı olan Niemeyer, ailesini katolik kökenli bir burjuva aile olarak tarif eder.

21 yaşında İtalya’dan göçen bir aileden olan Annita Baldo ile evlenmiştir ve ondan bir kızı (Anna Maria Niemeyer) olmuştur. Bu kızından dört torunu vardır. Nimeyer’in ilk eşi 2004 yılında ölmüştür ve daha sonrasında 16 Kasım 2006 tarihinde (98 yaşındayken) kendisinden 38 yaş genç olan asistanı Vera Lúcia Cabreira ile evlenmiştir.

Çalışma hayatına babasının tipografi ofisinde başlamıştır. Bir süre sonra Escola de Belas Artes okulunda eğitim görmeye başlar ve 1934 yılında mimar/mühendis olarak mezun olmuştur. Mezun olduğu dönemde parasal sorunlar yaşamışsa da kariyerinin en başlarında mimar Lúcio Costa ve Carlos Leão’nun ofislerinde ücretsiz olarak çalışmaya başlamıştır.

Zaman içinde mimar olarak daha çok tanınmaya başlayan Oscar Niemeyer 1945 yılında, ömür boyu üye kalacağı ve 1992 yılında başkanı olacağı, Brezilya Komünist Partisi’ne katılmıştır. Komünistliği sebebiyle askerî diktatörlük döneminde yoğun baskılara uğramıştır. Bu dönemde Avrupa’ya sürgüne gitmek zorunda kalacak olan mimarın ofisine baskınlar düzenlenmiş; çizimlerine ve diğer çalışmalarına el konmuştur. 1985 yılında askeri dikatörlükten demokrasiye dönüşün başlamasıyla Brezilya’ya geri dönebilmiştir.

Ünlü mimar, vefat ettiği 2012 yılına kadar mesleğini sürdürmüştür.

Niemeyer 1936 yılında, dönemin Brezilya Eğitim Bakanı tarafından, Rio de Janeiro’deki Brezilya Eğitim ve Kamu Sağlığı Bakanlığı’nın yeni merkezinin (Gustavo Capanema Sarayı) inşaatında stajyer mimar olarak görev aldı. 1939 yılında aynı amaç için bir grup mimara (Lucio Costa, Carlos Leao, Affonso Eduardo Reidy, Jorge Moreira, Ernani Vasconcellos) katıldı. Le Corbusier ise bu gruba 1936 yılında danışman olarak katkıda bulundu. Oscar Niemeyer’in talebi üzerine bu yapıya 1985 yılında, yazar ve pedagog olan Brezilya’nın ilk Eğitim Bakanı Gustavo Capanema’nın ismi verilmiştir. 1930’larda tamamlandığında dünyada devlet siparişi ile tamamlanmış ilk modernist gökdelen idi. O dönemde Le Corbusier bile henüz bu kadar yüksek bir modernist yapı tasarlamamıştı. Le Corbusier’nin teorik olmayıp inşa edilme fırsatı elde eden ilk çok katlı tasarımı olan Unité d’Habitation binası bile ancak 1947 yılında inşa edilmeye başlanabilmiştir.

1943 yılında tamamlanan Gustavo Capanema Sarayı’nda hem Brezilya kültürünün hem de modern stilinin malzemeleri ve tekniklerinden faydalanılmıştır. Mesela geleneksel Portekiz tekniği olan azulejo tekniği, Le Corbusier’a ait olan brise-soleil tekniği, koloni mimarlığının renk tonları, Roberto Burle Marx’ın tropik bahçe tasarımları gibi unsurlar başarılı bir şekilde bir arada kullanılmıştır.

1939 yılında Oscar Niemeyer, 1939 New York Dünya Fuarı’ndaki Brezilya Fuar Pavyonu’nu Lucio Costa ve Paul Lester Wiener ile birlikte tasarladı. Bu tasarımdan etkilenen dönemin New York Belediye Başkanı Fiorello La Guardia, kendisine şehrin anahtarını hediye etti.

Yirminci yüzyılın ortalarında gelindiğinde Brezilya’daki modernist mimarlık Reyner Banham’ın belirttiği gibi “dünyadaki ilk ulusal modern mimarlık stili” olarak tanındı.

1940 ve 1950’li yıllarda basılan mimarlık dergilerinde özelikle Oscar Niemeyer ve Affonso Eduardo Reidy’nin tasarımları geniş bir şekilde yer bulmuştur.

1940 yılında Oscar Niemeyer, Minas Gerais Eyaleti’nin başkenti Belo Horizonte’nin belediye başkanı olan Juscelino Kubitschek ile tanıştı. Belediye başkanı Juscelino Kubitschek, eyalet valisi Benedito Valadares ile birlikte başkentin kuzeyinde “Pampulha Kompleksi” diye adlandırılacak yeni bir banliyö şehri oluşturmak için Oscar Niemeyer’i görevlendirdi.

Brezilya’nın kayıtlara geçmiş ilk modern anıtı olacak ve de Aziz Assisili Francesco’ya adanmış olan Assisili Francesco Kilisesi bu dönemde inşa edildi. Pampulha Kompleksi’nde kiliseye ek olarak bir gazino, dans merkezi, restaurant, yat kulübü, golf kulübü ve 100 oda kapasiteli bir hotelin (hotel inşa edilmedi) yapay bir gölün etrafına yerleştirilmesi planlandı. Vali’nin haftasonları dinlenmesi için bir yapı da yapay gölün yakınına inşa edildi.

Bu yapılar 1943 yılında tamamlandığında beraberlerinde yoğun bir tartışmayı da getirdiler. Aynı sene New York’ta yer alan New York Modern Sanat Müzesi (MoMa)’daki “Brezilya inşa ediyor” sergisinde bu proje uluslararası olarak da tanınma fırsatını elde etti. Başka bir tartışma da yeni inşa edilen Assisili Francesco Kilisesi hakkında çıktı.

Minas Gerais Eyaleti’nin Kilise yetkilileri bu kilisenin kutsanmasını ve kullanıma açılmasına, modern ve alışılmadık tasarımı ve ressam Candido Portinari’nin altardaki duvar resimleri resimleri nedeniyle, 1959’a kadar karşı çıktılar. Oscar Niemeyer, Pampulha’da gerçekleştirdiklerinin çağdaş mimarlığın monotonluktan çıkması için kendisine fırsat verdiğini belirtti ve ekledi: “Eğri biçimlere karşı ilgi duyuyorum. Gelişmekte olan modern teknoloji sayesinde gerçekleşebilen özgür ve hassas eğrileri, eski ve saygın Barok tarzı kiliselere tercih ederim […] Doksan dereceli köşeleri ve rasyonel mimarlığın cetvel ve gönyeyle oluşturulan anlayışını özellikle göz ardı ettim ve de dökme betonunun bana sunduğu eğrilerin ve düz çizgilerin dünyasına girdim […] Bu kasıtlı protestoyu gerçekleştirebilmek için, yaşadığım ülkemin ortamından, beyaz kumsallarından, kocaman dağlarından, eski Barok tarzı kiliselerinden ve çekici esmer kadınlarından ilham aldım.”

1945 yılında Brezilya Komünist Partisi’ne üye oldu, 1992 yılında ise bu Parti’nin başkanı seçildi. 1947 yılında dünyaca tanınan bir mimar olduğu için New York’ta inşa edilecek yeni Birleşmiş Milletler Genel Merkez Binası’nın tasarımı için oluşturulan uluslararası tasarım grubunda yer aldı. Birleşmiş Milletler Genel Merkezi Binası için Oscar Niemeyer’in “taslak 32” önerisi Tasarım Kurulu tarafından onaylandıysa da Niemeyer daha sonradan Le Corbusier’nin baskısına razı olarak onunla birlikte (Vladimir Bodiansky ve Ernest Weissmann’ın da yardımıyla oluşturulan) “taslak 23/32″ü sundu. Bu plan hem Niemeyer hem de Le Corbusier’nin projelerinden unsurlar içermekteydi ama ağırlıklı olarak Niemeyer’in orijinal planına dayalıydı. Her ne kadar Le Corbusier inşaat sırasında da bu proje ile ilgili kalmak istediyse de, tasarımı onaylayan mimarlar grubu inşaatı gerçekleştirmesi için Wallace Harrison ve Max Abramovitz’e onay verdi.

Niemeyer, 1946’da Yale Üniversitesi’nde ders vermek için davet edildiyse de komünist partisi üyesi olduğu için ABD’ye giriş vizesi alamadı. 1950 yılında çalışmaları hakkındaki ilk kitap, Stamo Papadaki tarafından ABD’de basıldı. 1953 yılında Harvard Üniversitesi Yüksek Lisans Tasarım Bölümü’ne dekan olarak seçildi ama yine politik görüşleri nedeniyle vize alamadı.

Sao Paulo şehrinin kuruluşunun 400. yılı anısına 1951 yılında Ibirapuera Parkı’nı tasarladı. Bu dönemde tasarladığı diğer projeler ise Copan Apartman Kompleksi (1953-1966), JK Binası, Belo Horizonte şehri (1951), Casa das Canoas, Rio de Janeiro (1952-1953), kendisi için tasarladığı evi (1952-1953), Niemeyer lüks apartman kompleksi, Belo Horizonte şehridir (1954-1960).
Ayrıca 1945 ile 1955 yılları arasında Oscar Niemeyer, Venezuela’nın başkenti Caracas’ta yer alan Caracas Modern Sanat Müzesi’ni tasarladı.

Juscelino Kubitschek 1956 yılında Brezilya Başkanı seçildikten çok kısa bir süre sonra 1956 Eylül’ünde Oscar Niemeyer’ı evinde (Casa das Canoas) ziyaret etti. Arabada Oscar Niemeyer ile konuşurken kafasından geçen iddialı önerisini onunla paylaştı: “Bu ülke için yeni bir başkent inşa edeceğim. Bunun için bana yardım etmeni istiyorum. […] Oscar, bu sefer birlikte Brezilya’nın başkentini inşa edececeğiz.” Bu vesile ile ülkenin yeni başkentinin (Brasilia) tasarlanması projesini Oscar Niemeyer’e verdi. Yeni şehrin tasarlanması için bir yarışma organize eden Niemeyer, aday projelerden Lucio Costa’nınkini uygulanması için seçti. Oscar Niemeyer Brasilia şehrindeki yapıları tasarlarken Lucio Costa ise şehrin planlamasını gerçekleştirmeye başladı. İlerleyen aylarda Oscar Niemeyer, Brasilia şehrinin önde gelen ticari, konut ve devlet yapılarından bazılarını tasarladı. Bu yapılar arasında Brezilya Devlet Başkanı’nın resmi konutu olan Palácio da Alvorada, Brezilya Ulusal Kongre Binası, Brasilia Katedrali, bazı başkanlık yapıları ve apartman birimleri ile Anıtsal Eksen gibi şehir düzenlemeleri yer alıyordu.

Cumhuriyet Kültür Kompleksi’nin bir parçası olan Ulusal Kütüphane ve Ulusal Cumhuriyet Müzesi de bu dönemde inşa edildi. Brasilia şehrinin önemli yapılarının tasarlanması, inşa edilmesi ve kullanıma açılması dört yıl içinde tamamlandı. Çoğu yapının Oscar Niemeyer tarafından tasarlanmış olması nedeniyle Brasilia şehri uzaktan gözlemlendiği zaman bazı tasarım öğelerinin çoğu bölgede tekrar edildiğini, bu vesile ile şehrin tarz olarak bir bütünlük içinde olduğunu söylemek mümkündür. En yakın şehre kilometrelerce uzakta boş bir alana bir şehrin sıfırdan yaratılması ve bunun çok kısa sürede gerşekleşmesi Juscelino Kubitschek’in en büyük başarılarından birisi, hatta bazılarınca en önemlisi olarak nitelendirilir. Her ne kadar bazı tarihçiler Brasilia’nın inşaatını Amerika kıtasının kolonileştirilmesiyle eşdeğer bir eylem olarak nitelendirmişse de genel olarak olumlu tepkiler aldı. Oscar Niemeyer ve Lucio Costa bu şehrin planlamasını gerçekleştirirken bazı yeni fikirleri de denemek fırsatını elde ettiler. Oldukça geniş ve boş caddelerin varlığı bunun bir örneğidir. Oscar Niemeyer insanların aynı şehirde bir noktadan diğerine gidebilmesi için 20 dakikadan daha fazla süre harcamasının, o insana saygısızlık olduğu yorumunu yapmıştır.

Diğer bir yeni şehir planlama fikri ise yapıların çoğunlukla yerden kolonlar ve diğer taşıyıcı sistemler ile yükseltilmesidir; böylelikle bu binaların boş kalan alt kısımlarının özgür olması ve doğa ile bütünleşmesi amaçlanmıştır. Brasilia şehrinin oluşturulmasında, Oscar Niemeyer’in dünya görüşüne paralel bir şekilde, sosyalist ideolojiye referans veren bir tasarım amacı da vardır. Bu amaca göre şehirdeki tüm konut yapılarının devlete ait olması ve devlet tarafından kiralanması amaçlanmıştır. Yine bu amaca göre bakanlar ile işçiler aynı yapıları paylaşacaklardı. Ancak bu amaç devlet yönetimi tarafından görmemezlikten gelinmiş ve şehirde Juscelino Kubitschek’den sonra iktidara gelen devlet başkanları kendi siyasi görüşlerine göre değişiklikler yapmışlardır.

Brasilia şehrinin oluşturulmasından sonra Oscar Niemeyer, Brasilia Üniversitesi Mimarlık Bölümü Başkanı seçildi. 1963 yılında Amerikan Mimarlar Enstitüsü’ne onur üyesi olarak seçildi. Aynı yıl Sovyetler Birliği tarafından verilen Lenin Barış Ödülü’nü kazandı. 1964 yılında, Hayfa şehrinin belediye başkanı Abba Hushi tarafından Hayfa Üniversitesi’nin tasarlanması için İsrail’e davet edildi. Tasarımı tamamlayıp ülkesine döndüğü zaman bambaşka bir Brezilya ile karşılaştı. 1961 yılında Brezilya’nın yeni başkanı olan Joao Goulart, 1964 Mart’ında bir askeri darbe ile görevinden alındı. General Castello Branco ülkenin yönetimini eline aldı ve askeri diktatörlük 1985 yılına kadar sürdürdü.

Komünist görüşü nedeniyle, Oscar Niemeyer askeri diktatörlük döneminde baskılara maruz kaldı. Ofisine baskınlar düzenlenen mimar bu dönemde politik baskılar nedeniyle yeni projeler tasarlayamadı. Basımını üstlendiği dergi merkezine de baskınlar düzenlendi, matbaa kısmı yıkıldı ve dergi kapatıldı. 1965 yılında askeri diktatörlüğü protesto için 200 öğretim görevlisi ile birlikte Brasilia Üniversitesi’ndeki görevinden istifa etti. Aynı yıl Fransa’daki Louvre Müzesi’ndeki bir sergiyi görmeye giden mimar, çalışmalarını 1966 yılından itibaren bu ülkeden devam ettirmeye başladı.

Paris’in Champs-Elysées Caddesi bölgesinde ofis açan mimarın bu dönemdeki kariyeri ve tasarladığı eserleri Brezilya’dakine kıyasla farklıdır. 1966 yılında Lübnan’da yer alan Trablusşam şehrindeki Uluslararası Sergi Merkezi’ni tasarladı. Binanın tamamlanmasına rağmen Lübnan İç Savaşı nedeniyle kullanıma açılamadı. Bu dönemde tasarladığı önde gelen projeler Cezayir’de yer alan Huari Bumedyen Fen ve Teknoloji Üniversitesi ve Paris’te yer alan Fransız Komünist Partisi Genel Merkez Binası, İtalya’da yer alan Arnoldo Mondadori Yayınevi, Funchal’da yer alan bir hotel ile Madeira Kumarhanesi ve de Malezya’nın Penang Eyaleti’nin başkenti George Town’da yer alan Penang Eyaleti Camisi oldu.

Oscar Niemeyer Paris’te kaldığı dönemlerde mobilyalar da tasarladı. Bükülmüş demir ve deri kaplamadan oluşan sandalye ve ayak iskemleleri limitli bir sayıdaki müşterisi için tasarlamıştır. 1978 yılında ise Oscar Niemeyer’in bu mobilya tasarımlarının bazıları, Japon millî firması tarafından Brezilya’da da satışa sunuldu. Tıpkı mimarlık alanındaki tasarımlarında olduğu gibi, Oscar Niemeyer’in mobilyalarında da kadın vücuduna ve Rio de Janeiro dağlarına gönderme yapılan hassas eğrisel formlar kullanılmıştır.

21 yıl süren askeri diktatörlük yönetimin 1985 yılında sona erdi. Brezilya’nın yeni devlet başkanı João Figueiredo döneminde demokrasiye geçilmeye başlanması nedeni ile Oscar Niemeyer ülkesine dönmeye karar verdi. Oscar Niemeyer, 1980’den sonraki dönemi hayatının ve mimarlık kariyerinin son aşaması olarak tanımlamıştır. Bu dönemde tasarladığı önemli eserler arasında Juscelino Kubitschek Anıtı (1981), Ulusal Panteon (1986) ve Latin Amerika Anıtı (1989) yer aldı. İsa’nın kanayan elinden ve bu elden akan kanın Orta ve Güney Amerika şeklinde aktığı Latin Amerika Anıtı’nı İngiltere’de yayınlanan The Independent gazetesi “anlamsız ve insanları gücendirici bir inşaat”‘ olarak nitelendirmiştir. Oscar Niemeyer 1988 yılında Amerikalı mimar Gordon Bunshaft ile birlikte, mimarlık alanındaki en prestijli ödüllerden birisi olarak kabul edilen, Pritzker Mimarlık Ödülü’nü kazandı. 1992 ile 1996 yılları arasında Brezilya Komünist Partisi’nin (PCB) başkanı olarak görev aldı. Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından beri oy kaybeden Brezilya Komünist Partisi, Oscar Niemeyer’i hem Brezilya kamuoyunda oldukça tanınan bir şahıs olduğu için hem de bu partiye gençliğinden beri sempati duyduğu için, başkanlık görevinde getirdi. Oscar Niemeyer politikada aktif bir lider olmadıysa da, partinin yaşadığı kriz boyunca ayakta durmasında önemli katkıları oldu. 1992 yılında partinin ideolojik ayrılıklar nedeniyle bölünmesi sırasında partinin isminin komünist partisi olarak kalmasını talep edenler grubunda yer aldı. 1996 yılında ise bu görevi bıraktı. 1987 yılında Brasilia şehrinde önemli bir yapı olan Yerli Halklar Müzesini tasarladı. 1996 yılında 89 yaşında iken Rio de Janeiro eyaletindeki Niterói şehrinde yer alan Niterói Güncel Sanat Müzesi’ni tasarladı. Rio de Janeiro şehrine de oldukça yakın olan Niterói şehrinde tasarlanan bu yapı bazı mimarlık eleştirmenleri tarafından mimarın tasarladığı en iyi projesi olarak nitelendirildi. Guanabara Körfezi’ne ve Rio de Janeiro şehrine bakan Niterói Güncel Sanat Müzesi kayalık bir alan üzerine kuruldu.

Oscar Niemeyer’ın 1967 yılında Brezilya’nın Paraná eyaletindeki Curitiba şehri için tasarladığı bir müze projesi, orijinal tasarıma sadık kalınarak inşa edildi. 2002 yılında ünlü mimarın kendisine adanarak, Oscar Niemeyer Müzesi adıyla açıldı. Şekli nedeniyle yerel halk tarafından “Niemeyer’in Gözü” olarak adlandırılan müze bazı restorasyonlar ve eklemeler ile tam kapasite kullanıma 8 Temmuz 2003 tarihinde açıldı.

Londra’nın Hyde Park’ında yer alan Serpentine Gallery yönetimi, bu galerinin geçici Yaz Pavyonu’nu tasarımı için Büyük Britanya’da bugüne kadar hiç tasarım yapmamış bir mimarı, her sene davet etmiştir. Bu gelenek bağlamında 2003 yılında Oscar Niemeyer davet edilmişti.

Niemeyer, 2004 yılında, bir komünist olan Carlos Marighella’nın ölümünün 35. yıldönümü vesilesiyle, Marighella’nın Salvador da Bahia şehrindeki mezar taşını tasarladı.

Amerika’nın en doğu noktası olan João Pessoa’da yer alan ve de inşaatına 2005 yılında başlanan Estação Cabo Branco adlı proje 2008 yılında tamamlandı.

15 Aralık 2006 tarihinde, 50 yıl gecikmeli de olsa, Oscar Niemeyer’in Brasilia şehri için tasarlamış olduğu Ulusal Cumhuriyet Müzesi ve Ulusal Kütüphane yapıları mimarın 99. doğum gününde kullanıma açıldılar. Her iki yapı da Brasilia şehrinin Esplanada dos Ministérios bölgesinde ve de Brasilia Katedrali’nın hemen yanında yer almaktadır.

Oscar Niemeyer 2007 yılında 100 yaşına bastı. Mimarın 100. doğum gününde Rusya Başkanı Vladimir Putin kendisine “Dostluk Nişanı” verdi.

Avrupa’da gerçekleştirdiği en büyük projelerinden olan ve İspanya’nın Asturias bölgesinde yer alan Oscar Niemeyer Uluslararası Kültür Merkezi projesinin inşaatına Nisan 2008 tarihinde başlandı.

Oscar Niemeyer 1989 yılında kazandığı Asturias Prensliği Ödülü’ne karşı bir teşekkür jesti olarak, bu büyük kültür merkezi tasarım projesi Asturias’da inşa edilmek üzere sundu.

Oscar Niemeyer Uluslararası Kültür Merkezi projesi 2011 yılında tamamlandı.

İtalya’nın Ravello şehrinde yer alan Oscar Niemeyer Ravello Oditoryumu’nun inşaatı ise Ocak 2010’da tamamlandı. Konsept tasarımı, uygulama çizimleri, maket ve tüm taslakların Oscar Niemeyer tarafından hazılandığı bu proje; mimarın yakın arkadaşı ve İtalyan sosyolog Domenico de Masi’nin kontrollüğü ile inşa edildi. Projenin mimari tarzı ve bulunduğu konumun mevcut çevresinden farklı olması nedeniyle inşaat sürecinde gecikmeler gerçekleşti. Ocak 2010’da resmi açılışının gerçekleşmesine rağmen, halen devam eden bazı problemlerden dolayı bina kullanıma kapalıdır.

1936 yılında mimarlık kariyerine başlayan ve halen tasarımları inşa edilmeye devam eden Oscar Niemeyer’in mimari tarzı, zaman içinde yer yer değişiklikler göstermiş olsa da, en önemli özelliği dökme betonu son derece yaratıcı ve farklı biçimlerde kullanmasıdır. Kendisi ile yapılan söyleyişilerde sık sık betonun mimari tasarımlarında önemine dikkati çeken Oscar Niemeyer, genelde yapının betonarme taşıyıcı sistemi bittiğinde tasarımının da tamamlandığını belirtmiştir. Kendisi Le Corbusier ile birlikte dökme betonun modern mimarlıkta yaratıcı bir şekilde kullanılmasının en önemli öncülerindendir.

Oscar Niemeyer’in ilk dönem tasarımlarında Le Corbusier’in etkilerini son derece belirgindir, ancak zaman içinde mimar kendi tarzını oluşturmuştur. Betonun estetik bir şekilde kullanılması bir yana bırakılırsa, bu mimari tarzın en dikkat çeken unsuru hafif görünen eğrisel formların oluşturduğu mekanların o güne kadar modern mimaride görülmemiş mimari biçimleri oluşmasıdır. Bu denli geniş mekânlarda betonarmenin son derece estetik ve hafif görünümlü bir şekilde kullanılabilmesi için dönemin ünlü mühendislerinden Brezilyalı Joaquim Cardoso ile İtalyan Pier Luigi Nervi’in önemli katkıları olmuştur. Tasarımlarında kullandığı eğriler hakkında şöyle demiştir: “Doksan derecelik bir açı beni etkilemez; insanoğlu tarafından yaratılmış dümdüz, katı ve değişime açık olmayan şeyler de ilgimi çekmez. Beni esas etkileyen özgür ve hassas eğrilerdir; bu eğrileri ülkemin dağlarında, hızla akan akarsularında, denizin dalgasında, sevilen kadının vücudunda bulabilirsiniz. Eğrilerden oluşur tüm evren, Einstein’in eğrisel evreni.”

Dökme betonun eğrisel formlar veya kabuk şeklinde kullanılmasıyla ve de buna düz çizgisel kütlelerin eklenmesiyle Oscar Niemeyer pek çok çarpıcı form oluşturmuştur. Kabuk şeklini sık sık kullanan mimarın Brasilia şehrindeki tasarımları arasında en tanınmış olanı Brezilya Ulusal Kongre Binasıdır. Her ne kadar düz çizgiler kullanmayı Pampulha’daki projelerinde bırakmaya başlamışsa da Niemeyer mimari kariyerinde Brasilia şehrinin tasarımı bir dönüm noktası olmuştur. Dönemin devlet başkanı Juscelino Kubitschek öncülüğünde Brasilia şehrinini önemli binaların çoğunluğunu tasarlaması Niemeyer’e bu bağlamda sayısız mimari deney yapma fırsatını vermiştir. Bu dönemde ortaya çıkan yapıların birçoğu modern mimarinin önemli örneklerinden olmuşlardır. Niemeyer bir makalesinde mimari tarzının gelişmesini şu şekilde özetler: “Mimarlık kariyerimi beş farklı döneme ayırabilirim: İlk dönem Pampulha’da yaptığım çalışmalar, sonra Pampulha ile Brasilia arasındaki dönem, Brasilia’da tasarladıklarım, sonra yurtdışındaki çalışmalarım ve en son olarak da günümüze kadarki çalışmalarım. [….] Mimarlık dünyasına etkisi olan hiçbir çalışma veya mimarlık stili hakkında bir mimar olarak görüşlerimi belirtmedim. Bugün geçmişe ve tasarladığım eserlere baktığım zaman bunun nedenini daha iyi anlıyorum. Yukarıda bahsettiğin beş dönemin tamamının ortak özelliği hiç şüphesiz ki bünyesinde isyankarlığı barındırmasıdır.”

2007 yılında yayımlanan bir makalede, New York Times gazetesinin mimarlık eleştirmenlerinden birisi olan Nicolai Ouroussoff, 90’lı yaşlarında hâlâ etkin olan Oscar Niemeyer’in son dönemdeki tasarımlarının kalitesinin düştüğünü iddia ederek bunu yaşının ilerlemesine bağlamıştır. Bu eleştirmene göre Niterói Güncel Sanat Müzesi, mimarın geçmişte ortaya koyduğu eserler ile karşılaştırıldığında, kalite olarak oldukça düşüktür. Aynı zamanda eleştirmen Oscar Niemeyer’in eserlerinin en büyük tehdidinin bir yatırımcının buldozeri veya bilinçsiz şehir plancıları değil de, bizzat kendisi olduğunu iddia etmiştir. Nicolai Ouroussoff, bu bağlamda mimarın Brasilia şehrinin Esplanada dos Ministérios bölgesindeki birçok değerli eseri bizzat mimar tarafından bozulduğu yorumunu da getirmiştir.

Oscar Niemeyer 1945’te Brezilya Komünist Partisi’ne girmiştir. 1964’te Brezilya’da askeri darbe olmuş, bunun ardından üzerindeki siyasi baskı artmış ve siyasi görüşleri nedeniyle devletten aldığı projeler kesilmiştir. Sonunda Brezilya’dan ayrılan Niemeyer, bunu izleyen 20 yılını Fransa’da geçirdi. Fransız kültür bakanı André Malraux’nun yardımıyla Fransa’da oturma vizesi elde etmiş ve mimar olarak çalışabilmiştir. Diğer projelerinin yanı sıra, Fransız Komünist Partisi’nin ve L’Humanité gazetesinin genel merkezleri, Bobigny’deki iş bulma merkezini, Le Havre Kültür Merkezi’ni tasarlamıştır.

Sovyetler Birliği’ni ziyaret eden mimar, Küba’nın lideri Fidel Castro ile de tanışmıştır. Fidel Castro, “Niemeyer ve ben dünyadaki son komünistleriz” demiştir. Siyasi görüşleri yüzünden 1940 ve 50’lerde ABD’ye giriş vizesi elde edememiş, bu yüzden Harvard ve Yale üniversitelerinden aldığı iş tekliflerine rağmen bu üniversitelerde görev alamamıştır.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, 1992’de Brezilya Komünist Partisi de adını Sosyalist Halk Partisi olarak değiştirmiş, bu harekete karşı çıkan azınlık grubun başında yer alan Niemeyer, Brezilya Komünist Partisi’ni yeniden kurmuş ve 1992-96 arasında bu partinin başkanı olmuştur. Kendisi politik anlamda aktif olmamakla beraber popüler kişiliği sayesinde bu kriz döneminde partiye bir saygınlık getirmiştir.

Niemeyer, mimarinin para sahibi sosyal sınıflara hizmet ettiğini, fakirliğin çözümünün devrimden geçtiğini belirtmiştir. Niemeyer hayatın mimarlıktan daha önemli olduğunu, esas olanın insanları ileriye götürmek olduğunu da belirtmiştir.

Niemeyer, eşi Vera Lucia ile birlikte 2008’den 2011 yılında ölümüne kadar Nosso Camino adlı bir mimarlık ve kültür dergi çıkardı. Brezilya’daki yüksek eğitim sisteminin, gençleri hayatın gerçek sorunlarını bilmez şekilde ve bir siyasi dünya görüşü olmadan mezun etmesini eleştiren Niemeyer, dergisinin amacının gençleri daha idealist yapmak, bencil bir dünyada yaşadıkları gösterip onu daha iyiye götürmeye teşvik etmek olduğunu belirtmiştir. Yakın yıllarda verdiği röportajlarda ise Niemeyer eğitim sisteminin yarattığı uzmanlaşmayı eleştirmekte, gençlerin hayatın ve kültürün her yönü hakkında bilgi sahibi olmasını savunmuştur.


Etiketler:
Bu Wiki'yi Faydalı Buldunuz mu ?
Hayır
Okunma: 14565
Önceki: Norman Foster
Sonraki: Peter Eisenman

REKLAM ALANI

Reklam Vermek?
X
X