Mimarlık Okumak ya da Okumamak İçin Beş Sebep 1

Mimarlık Okumak ya da Okumamak İçin Beş Sebep

443 İzlenme

Mimarlık okumak fikri birçok üniversite öğrencisi adayı için cezbedici bir seçenek. Ancak üniversitelerin mimarlık bölümü puanlarının yüksek olması da bazen caydırıcı olabilmekte. Mimarlık eğitimi almayı hedefleyen kişiler bu sebeple daha bölüme kabul bile edilmeden, çok çalışmayı ve kendilerine büyük hedefler koymayı göze almak durumunda. Bu yazıyı hazırlarken mimarlık eğitimi almış, üniversiteden mezun olmuş ve mimarlık mesleğini icra eden kişilerin fikirlerini aldık. Onların geri bildirimleri sonucunda, mimarlık eğitimi almak ya da almamak için beşer nedeni sizlerle paylaşmaya karar verdik.

Mimarlık okumak için beş neden

  1. Mimarlık tüm dünyada geçerli bir meslektir. Yurtdışında da iş bulabilmek ve mimarın dünyanın çeşitli ülkelerinde belirli süreler yaşayarak kendi gelişimine katkı sağlamasına olanak tanır. Seyahat eden mimarlar farklı dünya kültürleri ile yakından tanışma fırsatını yakalarlar. Bu sebeple mimarlık mesleğini icra edenler diğer meslek gruplarına göre daha avantajlıdır. Vizyonlarını geliştirmeye fırsatları olur, hayatı tanıma süreçleri çok daha renkli ve keyifli geçer.
  2. Mimarlığın tasarım alanında çalışanlar bu mesleğin yaratıcılık kısmından keyif alanlardır. Tasarım zaten kendi başına bile son derece iddialı bir eylemdir. Önceden var olmayan bir yapının var oluş sebebidir, mimarlar. Mimarlık bu sebeple egoyu besleyen bir meslektir. Düşündüğü bir tasarımı özgürce ortaya koyabilen ve ilk olarak proje üzerinde şekillenen bir yapının gerçekte hayat bulduğunu görmek, proje mimarları için çok tatmin edici bir durumdur.
  3. Mimarlık insan beyninin hem sayısal hem de sözel taraflarını aynı anda çalıştırmasını gerektirir. Çok yönlü bir meslek olduğu gibi, analitik düşünme yeteneğini de hayli geliştirmektedir. Mimarlık eğitiminde öğrencileri belki de en çok zorlayan taraflardan biridir, çok yönlülük. Ancak bir konuya farklı açılardan bakabilmeyi öğrenenler Dünya’ya da diğerlerinden farklı bakmaya başlarlar. Tarihte büyük işlere imza atan ve kendi izini bırakabilen kişiler, hayata başka pencereden bakabilmiş olanlardır.
  4. Mimari projeler, yeni yapıların doğru şekilde hayat bulmasını ve insanların yaşamını keyif ve güvenle sürdürmesini sağlar. Mimari tasarım bu anlamda insanların yaşamına dokunan bir çalışmadır. Mimarlık eğitimi alanlar üniversitenin ilk yıllarından itibaren insanları anlamak ve yakından tanımak zorunda olduklarını öğrenirler. Mimarlık bu sebeple her daim hayat ve insanlarla iç içe olmayı gerektiren, sosyal tarafı kuvvetli ve son derece yaşam dolu bir meslektir.
  5. Mimarlık sadece bir çalışma alanı değil, aynı zamanda bir meslektir. Aynı avukatlık veya doktorluk gibi, meslek erbapları aynı zamanda bir ünvan sahibi de olurlar. Bu önemli bir detaydır, çünkü bir ünvanı olan kişilerin çalışma biçimlerini seçme şansı olur. Diğer insanlar gibi bir firma bünyesinde yer alabilirler veya mesleki ünvanlarını kullanarak serbest de çalışabilirler. Böylece proje bazında anlaşmalar yaparak çalışmanın getirdiği bazı özgürlüklerden faydalanabilirler.

Mimarlık okumamak için beş neden

  1. Mimarlık eğitimi masraflıdır. Mimar adaylarının diğer fakültelerde okuyanların hiç karşılaşmayacağı mimariye özel harcamaları olur. Maket malzemeleri, ekran kartı gibi çeşitli bilgisayar donanımları, ozalit baskı, çizim masası, ışıklı masa, seyahat ve konaklama ücretleri, çeşitli dergi ve mimari kitaplar, bolca kırtasiye ve elbette eğitim masrafları. Bütün bu harcamaları karşılamakta zorlanan ailelerin çocukları, okurken çalışmak durumunda kalabilirler.
  2. Mimarlık öğrencileri her eğitim döneminin sonunda jüri önüne çıkarlar. Bu jüri çeşitli akademisyenler, özel sektörde iş yapan mimarlar ve öğrencilerin stüdyo hocalarından oluşur. Jüri sınavı özellikle ilk iki sene öğrencilere soğuk terler döktürür. Gecelerce sabahlamış, yorulmuş ve sinirleri yıpranmış olan genç öğrenciler en uykusuz halleriyle kendilerini bazen son derece acımasız olabilecek bir eleştiri yağmuru altında buluverirler. Bunalıma giren öğrenciler arasından maalesef intahara kalkışanlar bile olmuştur.
  3. Mimarlık eğitimi daha ilk senelerden bir öğrencinin bütün vaktini almasıyla ünlüdür. Bu eğitimi almış ve mezun olmuş kişilerin büyük çoğunluğunun en büyük üzüntüsü, üniversite hayatlarında yeteri kadar sosyalleşememiş olmak ve kampüs hayatını doya doya yaşayamamış olmaktır. Diğer bölümlerde okuyan öğrenciler üniversitedeki öğrenci topluluklarına üye olabilirken, arkadaşları ile sosyalleşebilirken veya eğitimleri dışında aktivitelere katılabilirken, mimarlık öğrencileri bu faaliyetlere pek zaman ayıramazlar.
  4. Mimarlık eğitimi alan öğrenciler, mezuniyetlerinden sonra çalışmalarının karşılığını alacaklarını düşünürler. Ancak hayat bazen onlara çok nazik davranmaz. Bir mimar olarak kabul edilmek, piyasada yer edinebilmek oldukça güçtür ve zaman alır. Eğitimleri boyunca çok iyi notlar alan, başarılı ve yetenekli öğrencilerin mezuniyetlerinden sonra iş piyasasında hak ettikleri yere gelemediklerini sıkça görürüz. Bunun sebebi çoğu zaman bu kişilerin yeterli bir çevreye ve iş bağlantılarına sahip olmamaları ile ilişkilidir.
  5. Mimarlık fakültesinden mezun olan kişiler, ilk önceleri istedikleri gibi bir iş bulmak konusunda zorlanabilirler. Çünkü mimarlık ofisleri genelde iş yükünü sırtlanabilecek olan deneyimli kişileri çalıştırmayı tercih eder. Şansı yaver giden ve bir iş bulabilenler ise önceleri çok az bir maaş alırlar ve kendilerini standart mesai saatlerini aşan, çok yoğun bir iş temposunun içinde buluverirler. Beş senelik bir deneyim edinene kadar herkesten çok çalışırlar ama çok da az kazanırlar. Mimarlık hem eğitim hem de meslek olarak dayanıklı olmayı ve sebretmeyi gerektirir.

REKLAM ALANI

Reklam Vermek?
X
X