Max archive
Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmalısınız.
Güncel Haberler › Forumlar › 3D Uzmanları › Max archive
Arkadaşlar merhaba,
Max’de archive komutunu kullanmak istediğimde, anlamadığım bir hata veriyor.
Bu konuda bilgisi olan var mı acaba?
Merhaba Arzu,
Türkçe karakter sorunu olabilir mi? Ben de benzer bir durumla karşılaşmıştım. Archive yapmıyor, hata veriyordu. Hatta max dosyasının isminde değil de dosyanın içinde bulunduğu klasörün isminde türkçe karakter vardı. Buradaki Türkçe karakterleri kaldırınca problem ortadan kalkmıştı.
Sevgili Ahmet.
Evet Türkçe karekterleri kaldırdım ve şu anda bir hata vermedi.
Sorunun Türkçe karekterden kaynaklanıyor olması çok ilginç, değil mi? 🙂
Çok teşekkürler
Evet aslında cad için de aynı şey geçerli. Kısa vadede bir sorun çıkarmıyor fakat uzun vadede dosyada bozulma vs meydana geliyor.
Bu yüzden bu tür program kullanıcıları türkçe karakter kullanmadan adlandırma yapmayı tercih ediyor.
Sen de bundan sonra dikkat edersen, sorun yaşamazsın.
Kolay gelsin.
Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmalısınız.
şubat, 2023
18agu(agu 18)00:0002şub(şub 2)00:00Design Educates Awards 2023
En iyi mimari ve tasarım projelerinin desteklendiği ve sergilendiği Design Educates Awards için başvurular açıldı. Proje teslimi için son tarih 2 Şubat 2023
DEVAMINI GÖSTER...
En iyi mimari ve tasarım projelerinin desteklendiği ve sergilendiği Design Educates Awards için başvurular açıldı. Proje teslimi için son tarih 2 Şubat 2023
Join
The DEAwards are open to everyone. To join the awards, please proceed to the User Panel (https://profile.designeducates.com/login), where you can register for the awards, prepare drafts of your submissions, make registration payments, and see the list of your submissions, and comprehensiveness.
Intro
You might ask yourself, “Do we need another architecture and design competition?” Many architecture and design awards recognize and promote the “beauty” of successful design. But we wanted to go one step further in the Design Educates Awards (DEAwards). We do not just want to see aesthetically and technically pleasing designs—we want something that offers the educational added value. We look for designs that will have a lasting influence beyond the ever-present effects of design and architecture.
About
The DEAwards recognize, showcase, and promote the best projects of architecture and design that provide an informative and educational layer that guides us through the increasing complexity of our environment. Such a layer can highlight specific possibilities and challenges, explain sociocultural factors and influences, or even outline new scenarios for future development. Each year, the esteemed panel of judges selects outstanding ideas and implementations in architectural design, product design, universal design, and responsive design.
www.designeducates.com
Theme of the Awards
Visual arts and, even more obviously, language have long been accepted as forms of expression with social and even political impacts. But even design and architecture, although generally quieter disciplines, can communicate and speak to us. The theme of the awards is inspired by the research titled “Educating Buildings” (“Bildende Bauten”) by Dr. Peter Kuczia.
Jury of 2023 edition
The Jury of the edition 2023 has been joined by:
The full jury panel for the 2023 edition will be unveiled soon.
The previous panels have been joined by, among others: Jette Cathrin Hopp (Snøhetta), Prof. Winy Maas (MVRDV), Jakob Lange (BIG (Bjarke Ingels Group), Prof. Claudia Pasquero (ecoLogicStudio), Doris Sung (DOSU studio), Prof. Masayo Ave (MasayoAve Creation), Maria Aiolova (Terreform ONE), Prof. Alison Brooks (Alison Brooks Architects), Prof. Farshid Moussavi (FMA), Prof. Barbara Holzer (Holzer Kobler Architekturen),Prof. Ben van Berkel (UNStudio, Harvard University’s GSD), Hani Rashid (Asymptote,Studio_Hani Rashid),and Amandus Samsøe Sattler (Allmann Sattler Wappner Architekten)
Schedule
Please follow the awards’s official website for possible schedule changes.
Prizes & benefits
Ağustos 18 (Perşembe) 00:00 - şubat 2 (Perşembe) 00:00
29agu(agu 29)00:0007şub(şub 7)00:00eVolo 2023 Skyscraper Competition
eVolo Magazine, her yıl düzenlediği ve gökdelen mimarisinin en prestijli ödüllerinden biri olan yarışmanın bu seneki metnini ve takvimini yayımladı. 2023 Skyscraper Competition için dünyanın dört bir yanından mimarları, mühendisleri, öğrencileri ve tasarımcıları davet ediyor. Son başvuru tarihi 7 Şubat 2023.
DEVAMINI GÖSTER...
eVolo Magazine, her yıl düzenlediği ve gökdelen mimarisinin en prestijli ödüllerinden biri olan yarışmanın bu seneki metnini ve takvimini yayımladı. 2023 Skyscraper Competition için dünyanın dört bir yanından mimarları, mühendisleri, öğrencileri ve tasarımcıları davet ediyor. Son başvuru tarihi 7 Şubat 2023.
The annual Skyscraper Competition recognizes outstanding ideas that redefine skyscraper design through the implementation of novel technologies, materials, programs, aesthetics, and spatial organizations; along with studies on globalization, flexibility, adaptability, and the digital revolution. It is a forum that examines the relationship between the skyscraper and the natural world, the skyscraper and the community, and the skyscraper and the city.
August 29, 2022 – Competition announcement and registration opens.
December 6, 2022 – Early registration deadline
February 7, 2023 – Late registration deadline
February 21, 2023 – Project submission deadline (23:59 hours US Eastern Time, UTC-5h)
May 9, 2023 – Winners’ announcement
Kim Gyeong Jeung, Yu Sang Gu, Min Yeong Gi [Winners 2022 Skyscraper Competition]
Dr. Sina Mostafavi [CEO SETUParchitecture studio, Associate Professor Texas Tech University College of Architecture]
Skylar Tibbits [Co-Director, Self-Assembly Lab, MIT]
Kathy Velikov [Principal rvtr, Vice-President ACADIA, Associate Dean for Research and Creative Practice Taubman College of Architecture and Urban Planning]
Lu Yun [Principal, MUDA Architects]
1st place – $5,000 USD
2nd place – $2,000 USD
3rd place – $1,000 USD
Winners, honorable mentions, and selected projects will be published in the forthcoming book eVolo Skyscraper 4.
Yarışma hakkında detaylı bilgi almak ve başvurmak için tıklayın.
Ağustos 29 (Pazartesi) 00:00 - şubat 7 (Salı) 00:00
10eyl(eyl 10)00:0028şub(şub 28)00:00Sadberk Hanım Müzesi'nde İki Yeni Sergi
"Arkadaşım İçin" ve "Ütopyadan Sonra: Kuşlar" sergileri Sadberk Hanım Müzesi'nde ziyaret edilebilir.
DEVAMINI GÖSTER...
Sadberk Hanım Müzesi; Sadberk Hanım Müzesi ve Ömer M. Koç koleksiyonlarından zengin mektup ve evrak çantaları seçkisinden oluşan “Arkadaşım İçin” ve Felekşan Onar’ın “Ütopyadan Sonra: Kuşlar” sergilerine ev sahipliği yapıyor.
Arkadaşım İçin
Sadberk Hanım Müzesi ve Ömer M. Koç koleksiyonlarından zengin mektup ve evrak çantaları seçkisi, aynı zamanda sergi kataloğunu da hazırlayan Hülya Bilgi küratörlüğünde Sadberk Hanım Müzesi’nde ziyaretçiyle buluşuyor. Osmanlı dericiliğinin ve işlemeciliğinin geldiği doruk noktayı gözler önüne seren, on yedinci yüzyıl sonlarından itibaren özellikle rotasını Osmanlı topraklarına çevirmiş Batılı diplomatlar ve tüccarlar için üretilen işlemeli mektup ve evrak çantalarının sergilendiği Arkadaşım İçin sergisi 31 Mayıs 2023 tarihine kadar Sadberk Hanım Müzesi’nde görülebilir.
Bu sergi kapsamında Sadberk Hanım Müzesi ve Ömer M. Koç koleksiyonlarından zaman içinde birbirinden bağımsız olarak gelişen zengin içerikli iki eser grubu bir araya gelip ziyaretçinin ilgisine sunuluyor. Osmanlı deri işçiliğinin ulaştığı doruğun bir manifestosu olan, günümüze kadar bozulmadan ulaşıp sergilenen 91 çantadan 76’sı mektup, 15’i ise evrak çantasından oluşuyor. Zamanın tanıklığını yapan çantaların en erken tarihlisi 1669’da en geç olanı ise 1835’te üretilmiştir. Dünya koleksiyonlarında da kendilerine yer bulan, Avrupalı kullanıcılarının prestij göstergesi olarak gördüğü işlemeli deri mektup ve evrak çantaları, Osmanlı el işlemeciliğinin önemli grubunu oluşturmaktadır.
Özellikle İstanbul ve İzmir gibi önemli diplomasi ve ticaret merkezlerine gelen seyyahlar, tüccarlar ve diplomatlar bu şehirlerdeki çarşı esnafının hediyelik eşya türünde ürettiği, üzerleri Osmanlı motifleriyle süslenmiş bu çantalara çok rağbet göstermişlerdir. Üzerleri işlemeli olarak satışa hazır bekleyen bu çantalara sipariş üzerine yapıldığı yerin, tarihin ve ısmarlayanın adı yazılır, mektup ve kıymetli evrakları muhafaza etmek veya hatıra eşyası olarak ülkelerine götürmek üzere sahiplerine teslim edilirdi. Kimi zamansa istek üzerine bir ithaf yazısı da işlenirdi. Sergiye adını veren “Arkadaşım için” çantalara işlenmiş ithaflar arsında en dokunaklı mesaj olarak öne çıkıyor. Hülya Bilgi tarafından sergi kapsamında, Türkçe ve İngilizce olarak hazırlanan yayın ise bu tür çantaların toplu olarak etraflıca tanıtıldığı, şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı çalışma niteliğindedir.
Zaman içinde farklı ülkelerden toplanarak oluşturulan ve her geçen gün zenginleşen bu iki koleksiyonu bir sergi projesiyle ziyaretçinin yorumuna ve yeni çalışmalara açan Sadberk Hanım Müzesi, bu çantaları, yüzyıllar sonra nihayet üretildikleri en önemli merkez olan İstanbul’a geri getirmiş ve sergilemiş olmanın haklı gururunu yaşamaktadır.
Sergi, 31 Mayıs 2023 tarihine kadar, Çarşamba günleri hariç her gün 10:00 – 17:00 saatleri arasında ziyaretçilerini ağırlayacak.
Ütopyadan Sonra: Kuşlar
Sadberk Hanım Müzesi, cam sanatçısı Felekşan Onar’ın yazar ve küratör Arie Amaya-Akkermans’la çokdisiplinli bir işbirliği içinde hazırladığı bireysel sergisi “Ütopyadan Sonra: Kuşlar”ı sunar. Müzedeki ilk çağdaş sanat girişimi olan proje; heykel, tiyatro, film, arkeoloji ve saha araştırması alanlarına uzanmakta. Sergi üç ana bileşen etrafında kurgulanıyor: müzenin koleksiyonundan seçilen, Bronz Çağından Osmanlı dünyasına uzanan, eserlerle diyalog içinde yeni bir cam heykeller serisi, çağdaş bir tiyatro oyunu ve bir sergi monografisi.
Sadberk Hanım Müzesi’ndeki serginin kalbinde bulunan Onar’ın bir önceki projesi “Perched”e (2018-devam eden) ait heykeller serisi sıcak cam ile alçı kalıplara üfleme gibi geleneksel cam sanatını benimseyerek ve Yakındoğu’da cam sanatının köklü tarihine göndermede bulunan kuşların diline geri dönüyor. “Ütopyadan Sonra: Kuşlar”daki kuşlar belirli bir zamanı ve yeri olmayan bir öykü anlatıyor. Onlar, küratörün Aristophanes’in komedyası Kuşlar’a nazire olarak yazdığı kısa bir oyunun ana karakterleri. Oyun, ütopyanın olanaklılıkları ve olanaksızlıkları hakkında, soruları yanıtsız kalan, sorgulayıcı bir metin.
Oyun Aristophanes’inkilere benzer sorular soran, fakat şimdi ve burada olan, çağdaş izleyicilere hitap eden bir filmin senaryosu işlevi de görmekte: Ütopyalar nasıl olanaklı olur? Tarihsel hayal gücünü nasıl yeniden yönlendiririz? Öykümüzü yeniden nasıl başlatabiliriz? Bir felaketten sonra neler olur? Arkeolojik teşhirin vitrinleri içinde kuşlar, arkeolojiyle zamanın süresi, tarihsel anlatıların doğası ve nesneler, bağlamlar ve insanlar arasındaki ilişkilerin farklı çağlar boyunca süren ortak, yaşayan tarihler yaratma yolları hakkında bir dizi karmaşık diyalog başlatıyor.
Projenin merkezinde, zamanda kopuşun bize daha yakın bir tarihsel metaforu yer almakta: Oyundaki koro, Yunan alfabesiyle yazılan, çok tanınmayan bir Türkçe diyalekt olan Karamanlıca popüler türkülerden parçalardan oluşuyor ve Karamanlıların Anadolu’daki yurtlarını ve ardından yerlerinden edilmelerini yeniden ziyaret ediyor. Aristophanes’in üslubunda acı-tatlı bir komedya olan “Ütopyadan Sonra: Kuşlar”, ütopyaların günümüzde nasıl olanaklı olabileceği sorusu etrafında görüşler ve teorik düşünceye yer açıyor. Oyun bu soruyu, felsefeci Àgnes Heller’in (1929-2019) sesiyle yanıtlıyor: “Tek olası ütopya, kişinin kendisidir.”
Bu yanıt günümüzde çalkantılı bir dönemin müdavimleri olan bizlere tatminkâr gelmeyebilir, fakat belki de hayallere kapılmaksızın ve bu binanın içinde sergilenen eski eserlere sinmiş, geçmişin ağır yüküyle nasıl yaşanacağını öğrenmek için gerekli dinginliğin bir kısmını içermektedir. Bu kuşların uçuş rotası, tıpkı onlara eşlik eden eserler gibi, aynı anda her yöne doğru ilerleyerek devam ediyor. “Ütopyadan Sonra: Kuşlar” Sadberk Hanım Müzesi’nde 28 Şubat 2023’e kadar sergileniyor. Bu sergi, 17 Eylül-20 Kasım 2022 tarihleri arasında düzenlenen 17. İstanbul Bienali’nin paralel etkinliklerinden biridir.
Eylül 10 (Cumartesi) 00:00 - şubat 28 (Salı) 00:00
14eyl(eyl 14)00:0012şub(şub 12)00:00Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin?
Meşher, 14 Eylül 2022 tarihinden itibaren yeni sergisi “Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin?” ile ziyaretçilerini ağırlayacak.
DEVAMINI GÖSTER...
Eser fotoğrafları: Hadiye Cangökçe
VOID, Gökyüzüne Doğru Çanak Anten Tutan Adam, 2021, fiberglas, kumaş, beton, reçine, uydu anteni, altın varak, 150 × 80 × 95 cm, Sanatçıların, Papillon ve LMNO galerilerinin izniyle, © VOID
Mehtap Baydu (1972), Sen Söylemezsen Ben Söylemem, 2017, el yapımı şeffaf kâğıt, mühür mumu, bandaj, pleksiglas, 5 parça, her biri 79 × 15 × 12,5 cm, Özel koleksiyon, Koleksiyoner ve Galeri Nev’in izniyle
İstiklal Caddesi sanat durakları arasında yer alan ve Vehbi Koç Vakfı kuruluşu olan Meşher, 14 Eylül 2022 tarihinden itibaren yeni sergisi “Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin?” ile ziyaretçilerini ağırlıyor.
Antik Yunan mitolojisindeki Ekho ve Narkissos’un karşılıksız aşk hikâyesinden hareketle kurgulanan sergi, yansıma, yankılanma, başkalaşma temalarını günümüzün sanatsal ve toplumsal dinamiklerinin ışığında yorumluyor. Küratörlüğünü Selen Ansen’in üstlendiği sergi, yurt içi ve yurt dışından toplam 44 sanatçının 120’ye yakın eserine ev sahipliği yapıyor. Ödünç alınan eserlerin yanı sıra, Vehbi Koç Vakfı desteğiyle bu sergi bağlamında çeşitli mecralarda üretilen yapıtlar da yer alıyor. Sergi, 12 Şubat 2023 tarihine kadar görülebilecek.
Serginin açılışında söz alan Selen Ansen, serginin Ekho ve Narkissos mitinin odağında yer alan başkalaşım kavramından yola çıktığını ve ikililik üzerinde temellendiğini vurguladı. Ansen, Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin? sergisinin bu kadim hikâyeyi betimlemeyi amaçlamadığını, daha ziyade bu hikâyeden, Ekho ve Narkissos’un karşılıksız aşkından geriye kalanlar etrafında kurgulandığını belirtti.
Laurence Demaison (1965), Psikeler, 2009, Sanatçının izniyle
İsmini Emily Dickinson’ın “Ben Hiç Kimseyim! Sen Kimsin?” şiirinden esinlenerek alan sergi, ziyaretçileri sayısızca sen(ler), ben(ler), arzular, anlatılar, imgeler ve yaşanmışlıklar arasında ilişkilerin örüldüğü bir alana davet ediyor. Sergi, Ekho ve Narkissos’un mitinin ve mitolojik anlatının döngüsel ve tekerrüre dayalı yapısını benimsiyor. Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin? hikâyenin geriye bıraktıklarını odağına alarak uzak, geçmiş ya da yabancı şeylerin bize kadar ulaşması ve hayatlarımıza eklenmesi için zaruri mesafeleri vurguluyor.
Görsel, işitsel ve dokunsal boyutların iç içe geçtiği bu alanı oluşturan eserler, ten ve ses, ses ve suret, ben ve öteki, insan ve gayri-insan, maddi ve maddi olmayan şeyler arasında çeşitli ilişkilenme biçimlerini deneyim imkânları sunuyor. Bir yandan çağdaş dünyanın yansıma ve yanılsama sorunsallarıyla bağlanırken, diğer yandan tarih boyunca beden, var oluş/yok oluş, kimlik, temsil ile özdeşleştirilen yüz, ayna, gölge, iz gibi öğelere sanatsal bir bakış sunuyor.
Necla Rüzgar (1972), Bakmalar Denizi, 2021, Sanatçı ve Galeri Nev’in izniyle, Fotoğraf: Hadiye Cangökçe
Sanatçılar: Marina Abramović, Erol Akyavaş, Dieter Appelt, Koray Ariş, Eylül Aslan, Levent Aygül, Mehtap Baydu, Deniz Bilgin, Handan Börüteçene, Elina Brotherus, Betty Bui, Claude Cahun, Aslı Çavuşoğlu, Laurence Demaison, Lee Friedlander, Ryan Gander, Nan Goldin, Jessica Harrison, Camille Henrot, Charles Holland & Elly Ward, Talbot Hughes, John Isaacs, Fatoş İrwen, Gizem Karakaş, Nermin Kura, Marcantonio Raimondi Malerba, Bevis Martin & Charlie Youle, Radenko Milak, İz Öztat, İz & Ra, Evan Penny, Gerhard Richter, Necla Rüzgar, Stéphanie Saadé, Fabrice Samyn, Jenny Saville & Glen Luchford, Yusuf Sevinçli, Yaşam Şaşmazer, Ayça Telgeren, Defne Tesal, VOID
Fotoğraf: Hadiye Cangökçe Sergiden yerleştirme görüntüsü
Sergiye özel bir kitap
Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin?’e eşlik eden yayın serginin teşvik ettiği diyalogları sürdürmeyi ve yenilerini yaratmayı amaçlayan bir kitap niteliğinde. Alışıldık sergi kataloğu formatından uzaklaşan bu yayın, serginin tarihsel alt yapısını görünür kılmakla beraber, serginin odaklandığı yansıma, yankılanma, ben, kimse ve öteki temalarını geçmiş ve günümüz arasında köprüler yaratarak irdeliyor. Serginin küratörü Selen Ansen ile Meşher küratörleri Ebru Esra Satıcı ve Şeyda Çetin tarafından derlenen yayının içerdiği görsel ve metinsel kaynaklar arasında, bu sergi bağlamında Cana Bostan ve Fatih Özgüven tarafından kaleme alınan incelemelerin yanı sıra Türkçe’ye ilk kez tercüme edilen metinler de yer alıyor.
Ziyaret Bilgileri
Sergi, Salı–Pazar arası 11.00–19.00 saatleri arası ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.
*
Ekho ve Narkissos
Yunan mitolojisine uzanan Ekho ve Narkissos miti birçok versiyona sahiptir. Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin? sergisi Ovidius’un birinci yüzyılda yazdığı Başkalaşımlar isimli epik şiirinden ilham alıyor.
Mit bir orman perisi olan Ekho ve güzelliği dillere destan Narkissos’un karşılıksız aşkından yola çıkar. Geveze olmakla suçlanmış Ekho, tanrılar tarafından asla kendi adına konuşmamak, işittiği sesleri ikilemek ve duyduğu sözlerin son kelimelerini tekrar etmekle cezalandırılmıştır. Günlerden bir gün, uzaktan gördüğü Narkissos’a vurulur, fakat genç adam aşkına karşılık vermez, onu kendinden uzaklaştırır. Ekho kahrından, gözlerden ırak kendisini ölüme terk eder. Ondan geriye bedensiz yankılanan bir ses (echo/yankı) ve taşa dönüşen kemikleri kalır. Narkissos’un kaderi Ekho’nunkine benzerdir. Cezası budur. Günlerden bir gün, bir gölün yüzeyinde gördüğü kendi yüzünün yansımasına vurulur. Aşık olduğu suretin aslında kendisinin olduğunu ve ona asla kavuşamayacağını anlayınca, kendisini ölüme terk eder. Yok olan bedeninin yerine, her yıl bahar öncesinde kendi adını taşıyan bir nergis çiçeği (narcissus) açar.
Selen Ansen Hakkında
1975’te İstanbul’da doğdu. Strazburg March Bloch Üniversitesi’nde Modern Edebiyat ve Sinema (yüksek lisans) eğitimi aldıktan sonra 2001 yılında Sanat Teorisi ve Pratikleri alanında doktorasını tamamladı. Başta Strazburg Ecole Supérieure des Arts Décoratifs olmak üzere Fransa’da farklı sanat ve tasarım okullarında sanat teorisi ve sanat felsefesi eğitimi verdi. 2009–2015 yılları arasında İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Felsefe ve Toplumsal Düşünce ile Karşılaştırmalı Edebiyat yüksek lisans programlarında öğretim görevlisi olarak çalıştı. Ansen, Arter ile ilk temasını 2011’de küratörlüğünü yaptığı Berlinde de Bruyckere (Yara, 2012) sergisi ile kurdu. 2015’te Arter’in küratoryal ekibine katılan Ansen, Marc Quinn (Aklın Uykusu, 2014), It takes two to make an accident (HISK, Belçika, 2015), Her Düşenin Kanadı Yoktur (2016), Kelimeler Pek Gereksiz (2019–2020), Céleste Boursier-Mougenot (offroad v.2, 2019), Cevdet Erek (Bergama Stereotip, 2019–2020), KP Brehmer: Büyük Resim (2020–2021), Candeğer Furtun (2021-2022), Locus Solus (2022), Ahmet Doğu İpek: Başımızda Siyahtan Bir Hâle (2022) sergilerinin küratörlüğünü yaptı; çeşitli uluslararası yayınlara yazılarıyla katkıda bulundu. Ansen, Arter’in Dolapdere’deki yeni binasında hayata geçirdiği Performans Programı’nın (2019–2020) da küratörlüğünü üstlendi.
Meşher Hakkında
Bir Vehbi Koç Vakfı (VKV) kuruluşu olan Meşher, tarihi araştırmalardan güncel sanata uzanan kapsamlı sergilerinin yanı sıra atölye ve konferans gibi etkinlik serileri düzenliyor. Osmanlı Türkçesinde “sergi mekânı” anlamına gelen adıyla Meşher, zamanlar ve kültürler arasında ilham verici bir diyalog zemini sağlamak amacıyla 2019 Eylül’ünden bu yana etkinliklerini sürdürüyor. Üç kata yayılan sergi ve etkinlikler için faaliyet alanına sahip olan Meşher’deki sergiler, orta çağdan günümüze uzanan geniş zaman dilimi içinde, çok çeşitli konulardaki programı, araştırmaya dayalı akademik yönü ve yayınlarıyla bir referans noktası olarak kültür sanat dünyasına katkıda bulunmaya devam ediyor.
Meşher, pazartesi günleri hariç haftanın her günü saat 11.00-19.00 arasında ücretsiz olarak ziyaret edilebilir. İstiklal Caddesi’ndeki Meşher’de ziyaretin yanı sıra etkinlik ve rehberli sergi turları ücretsiz gerçekleştiriliyor.
Eylül 14 (çarşamba) 00:00 - şubat 12 (Pazar) 00:00
15eyl(eyl 15)00:0012şub(şub 12)00:00Sahnede 90’lar
Salt’ın 1990’lar Türkiye’sindeki kültürel ortamı ve sanat üretimlerini sahne ve performans kavramları odağında inceleyen yeni sergisi “Sahnede 90’lar” 15 Eylül’de başlıyor.
DEVAMINI GÖSTER...
Aydın Teker’in Köm-ür performansından bir kare, Seretonin II, 1992, Sanatçının izniyle
Garanti BBVA tarafından kurulan Salt’ın yeni sergisi Sahnede 90’lar, sahne ve performans kavramları odağında Türkiye’nin 1990’lı yıllarından sanat üretimlerini bir araya getiriyor.
Türkiye’de toplumsal, siyasi ve ekonomik anlamda hızlı değişimlerin yaşandığı 1990’lı yıllar, özellikle İstanbul’un kültür, sanat, performans ve eğlence sahnesinde serbestlik sınırlarının sürekli genişletildiği bir döneme işaret eder. Sanat ortamında “disiplinlerarası” kavramı da bu dönemde gündeme gelir. Doğası gereği farklı disiplinlerden beslenen ve deneysel bir sanat pratiğine işaret eden performans, pek çok sanatçıya yenilikçi bir alan açar. Sahnede 90’lar sergisi, bu dönemin performans üretimlerine yoğunlaşarak kültür, sanat ve eğlence tarihine çok yönlü bir bakış sunmayı amaçlıyor. Performans temelli üretimleri öne çıkaran etkinlikler ile bireysel üretimlerden kapsamlı bir seçki sunan sergi, muhtelif kaynaklardan toplanmış arşivlere dayanıyor. Sahnede 90’lar, dönemin performans temelli üretimlerinin kesişme noktalarının izini sürüyor ve beklenmedik bağlantılar kurarak “sahne”nin ne kadar geniş bir yelpazede ele alınabileceğini gösteriyor. Sergi 15 Eylül 2022–12 Şubat 2023 tarihlerinde Salt’ın Beyoğlu ve Galata yapılarında ücretsiz ziyarete açık olacak.
Moni, Sakarya Destanı performansından bir kare, Ankara, 1988, Salt Araştırma, Moni Salim Özgilik Arşivi
Salt’tan Amira Akbıyıkoğlu tarafından, Emirhan Altuner (Tasarım ve Prodüksiyon) ve Gül İçel (Proje Asistanı) ile araştırmacı Mine Söyler iş birliğinde programlanan sergi ve paralelinde düzenlenecek etkinlikler saltonline.org ve Salt’ın sosyal medya hesaplarından duyurulacak.
Sahnede 90’lar, Salt’ın üyesi olduğu Avrupa müzeler konfederasyonu L’Internationale’nin Our Many Europes [Avrupalarımız] programı kapsamında gerçekleştiriliyor.
Eylül 15 (Perşembe) 00:00 - şubat 12 (Pazar) 00:00
30eyl(eyl 30)00:0028şub(şub 28)00:00Aphrodisias-Ara Güler
Ara Güler Müzesi’nin Ankara’daki ilk sergisi “Aphrodisias-Ara Güler” Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi işbirliği ile açıldı.
DEVAMINI GÖSTER...
Ara Güler Müzesi’nin Ankara’daki ilk sergisi ‘Aphrodisias-Ara Güler’, Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi ev sahipliğinde, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Volkswagen ana sponsorluğunda 30 Eylül’de açıldı. Serginin ana gövdesini, Ara Güler’in 1958 yılında Geyre Köyü’ne tesadüf eseri gitmesinin ardından, 90’lı yılların başına kadar her fırsatta ziyaret ettiği, bugün Aphrodisias Arkeolojik Alanı olarak tescilli ve UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmiş olan Geyre Köyü ve civarında farklı zamanlarda çekmiş olduğu fotoğraflar oluşturuyor.
Sergide ayrıca, Ara Güler’in Aphrodisias ile ilgili orijinal karanlık oda baskıları, fotoğraflarla ilgili uluslararası süreli yayınlar ve ajanslarla yazışmaları, bu yayınların baskılarıyla birlikte Ara Güler’in ‘Aphrodisias Çığlığı’ adlı kitabının hazırlık sürecindeki çalışmalarına dair ipuçları, notlar ve kitap maketi de yer alıyor.
“Aphrodisias-Ara Güler” sergisi, 28 Şubat 2023 tarihine kadar pazartesi hariç her gün 10:00-18:00 saatlerinde Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi’nde ziyaret edilebilir.
*
Ara Güler Müzesi Hakkında
Ara Güler Müzesi, Türkiye’de foto muhabirliği ve fotoğraf sanatının öncülerinden Ara Güler ile Doğuş Grubu iş birliği sonucu kurulmuştur. Müze Ara Güler’in 90. yaş günü olan 16 Ağustos 2018 tarihinde kendisinin de katılımıyla Bomontiada’da açılmıştır. Ara Güler Müzesi, Ara Güler’in çok yönlü sanatçı kimliğini, ilham veren yaşamını ve değerli arşivini geniş kitlelerle buluşturmayı amaçlamaktadır. Yurtiçi ve yurtdışı sergiler, yayınlar, etkinlikler ve iş birlikleri ile fotoğraf sanatının görsel, duygusal ve sosyal etkisini öne çıkartmayı ve yaygınlaştırmayı hedeflemektedir. Ara Güler’in yaşamı boyunca arşivini muhafaza ettiği Beyoğlu, Galatasaray’da bulunan Güler Apartmanı’nın kalıcı müze adresi haline getirilmesi planlanmaktadır.
Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi (AGAVAM) Hakkında
2016 yılında Doğuş Grubu ve Ara Güler iş birliği ile kurulan Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi’nin amacı, Ara Güler’in yaşamı boyunca oluşturduğu arşivini, özgün yapısına sadık kalarak korumak ve gelecek nesillere aktarmaktır. Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi arşiv koruma çalışmalarına 2017 yılında, yaşadığı yüzyılın en önemli kaydedicilerinden biri olan Ara Güler’in arşivine uzun yıllar ev sahipliği yapmış olan Galatasaray’daki, Güler Apartmanı’nda başlamıştır. Daha sonrasında Bomontiada’da kurulan merkez, Ara Güler arşivinin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak günümüz müzecilik ve arşivcilik kriterlerine uygun olarak tasarlanmıştır.
Eylül 30 (Cuma) 00:00 - şubat 28 (Salı) 00:00
03eki(eki 3)00:0013şub(şub 13)00:00“Mekân Anlatımı” Metin Yarışması 2022
KTMMOB Mimarlar Odası tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen Mekân Anlatımı Üzerine Metin Yarışması'na son başvuru tarihi 13 Şubat 2023.
DEVAMINI GÖSTER...
KTMMOB Mimarlar Odası tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen Mekân Anlatımı Üzerine Metin Yarışması’na son başvuru tarihi 13 Şubat 2023.
Mimarlık ve edebiyat, birinin özünde görsel, diğerininkinde ise metinsel olduğu düşünülürse, bu iki disiplin arasında ilk bakışta ilgi kurmak kolay olmayabilir. Lakin, şimdilerde sessizce bizimle yaşayan veya bir şekilde zamana yenik düşen ve yok olan birçok mimari yapıt hakkında bilgi alabilmek için tek başvurabileceğimiz yer, yazılı kaynaklardır. Günümüzde var olmayan kentler ve yapılar, o zamanlarda yazılmış her türlü edebiyat ürünü (günlükler, seyahatnameler, biyografiler, denemeler, resmî belgeler, mektuplar vs.) sayesinde mimarlık tarihi ve kültürüne kazandırılmıştır. Günümüzde de aslında böylesi kaynaklara çokça ihtiyaç duymaktayız. Biz de, Mimarlar Odası Yayın Kurulu üyeleri olarak, akademik tezler ve makaleler dışında; mimarlık ve edebiyat disiplinlerinin ilişkilendirildiği farklı yazılı kaynaklara ve onların barındırdığı derin değerlere dikkat çekmek istedik.
Bu düşünceyle ortaya çıkan yarışma ile KTMMOB Mimarlar Odası ve MİMARCA dergisi aracılığı ile mimarlık ve edebiyat alanına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.
Yarışma, ilgili bölümlerden mezun, KTMMOB ve TMMOB’ye bağlı meslek örgütlerinden herhangi birine üye olan herkese açık olarak düzenlenmektedir.
Katılımcılardan, bir mekânı ele alarak, mekânın tüm değerlerinin ve taşıdığı potansiyelin anlatıldığı bir metin yazması beklenmektedir. Bu mekân; farklı ölçeklerde, dünyanın herhangi bir yerinde var olabileceği gibi, bir hayal ürünü de olabilir.
Metinlerde:
gibi konulardan birine veya birkaçına değinilmesi beklenmektedir.
Mimari bir mekânın, metin içerisinde temsil ediliş şekli ve yorumlanışı; mimarlık disiplininin edebiyat içerisinde kendine nasıl yer edindiği ve yazılan eserin ana temsiliyet aracı olarak mimarlığın yazıya neler kattığı, değerlendirme sırasında göz önünde bulundurulacaktır.
Edebiyatın “yapısal” kurgusu ve mimarlığın “anlatı” gücünü birleştirip yaratıcı yazma egzersizi üzerinden, yazmaya hevesli olanları, mimarlık / edebiyat ara kesitine katkıda bulunmaya davet ediyoruz.
1. Yarışmaya KKTC veya TC vatandaşı olup, KTMMOB ve TMMOB’ye bağlı meslek örgütlerinden herhangi birine üye olan herkes katılabilir. Yarışmaya, seçici kurul üyeleri ve birinci dereceden yakınları katılamaz. Yarışma, öğrencilere açık olmadığından, TMMOB’de öğrenci üyeliği bulunanların da katılımı kabul edilmemektedir.
2. Yarışmaya katılım ücretsizdir.
3. Gönderilen düz metinler öykü, deneme gibi farklı yazı türlerinde de olabilir. Tüm gönderilen metinler tür ayırmaksızın tek bir kategori altında değerlendirmeye tabii tutulacaktır.
4. Her katılımcı sadece 1 (bir) yazı ile katılabilir ve her eserin sadece bir yazarının olması şartı aranır.
5. Yarışmaya katılan eserlerin yazı dili Türkçedir. Yazı dilinde Türkçe kelimelerin kullanılmasına özen gösterilmeli, özgün terimler ise yazının sonunda açıklanmalıdır. Metnin gönderilen hâli, yazarı tarafından gözden geçirilmiş son hâli olarak algılanacak ve bu hâlinde yazım yanlışları ve anlatım bozuklukları olmaması, noktalama işaretlerinde hata yapılmaması veya hatanın en az seviyede olması aranacaktır.
6. Metnin uzunluğu en fazla 2000 kelime olmalı ve mutlaka yazıya uygun bir başlık eklenmelidir.
7. Yazılar, bilgisayarda A4 boyutunda ve dikey, yazım kurallarına uygun, Times New Roman yazı karakterinde, 12 punto büyüklüğünde, bir satır aralığında yazılmalı ve Word (docx, doc) dosya formatında gönderilmelidir. El yazısıyla yazılan eserler ve pdf vb. formatlarda gönderilen metinler değerlendirilmeye kabul edilmeyecektir.
8. Metin içerisinde fotoğraf, resim, kara kalem çalışması ve çeşitli çizimler kullanılabilir. Bunlarla ilgili bir sınırlama yoktur. Sadece yazı dışında kullanılan her türlü görsel için referans gösterilmesi, tarih belirtilmesi ve bunların yazının haricinde de JPEG/ JPG dosya formatında gönderilmesi gerekmektedir.
9. Yazılan yazılarda dipnot kullanılmamalıdır. Metin içerisinde alıntı yapılmışsa, bunlar metnin sonunda KAYNAKLAR kısmında ve soyadı sırasına göre belirtilmelidir. Kaynaklar, metin uzunluğu sınırına dahildir. Ancak, belirtilmelidir ki, çok fazla kaynağa dayandırılarak; “akademik” sayılabilecek nitelikte düzenlenmiş metinler elenebilir.
10. Daha önce yapılan herhangi bir yarışmada ödül almış eserler yarışmaya katılamaz. Aksine davranış, kural ihlali sayılır.
11. Metin dosyası, doc / docx formatında; eksiksiz doldurulan başvuru formu dosyası ve Telif Hakkı ve Etik Sorumluluk beyanı, metin dosyasından ayrı olarak, PDF veya doc / docx formatında gönderilmedilir. Ayrıca, yarışmacı, JPEG/ JPG formatında bir adet vesikalık fotoğrafını da gönderisine eklemelidir. Tüm gönderiler, tek bir e-posta içerisinde iletilmelidir.
12. Yarışmaya gönderilen eserlerin, daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış olması gerekmektedir. Yerli ve yabancı hiçbir yazıyla bariz benzerlikler taşımamalıdır. Yapıt kendisine ait olmadığı halde kendisininmiş gibi göstermeye ve seçici kurulu yanıltmaya yönelik her türlü müdahale ve değişiklikler kural ihlali sayılır. Eserlerin üzerinde katılımcının isim, imza ve iletişim vb. bilgileri bulunmamalı; sadece, sayfanın sağ üstünde KKTC/ TC kimlik numarasının ilk beş karakteri yer almalıdır. Kimlik numarasının ilk beş karakteri, eser sahibinin rumuzu yerine geçecektir. Kişisel bilgiler, başvuru formunda eksiksiz doldurulup aynı e-posta içerisinde gönderilmelidir. Eğer metin birden fazla sayfadan oluşuyorsa, sadece ilk sayfanın sağ üst köşesine rumuz yazılmalıdır. Metnin herhangi bir yerinde, rumuz dışında eserin sahibini belli edecek bir işaret bulunan çalışmalar jüri kararı ile ve tutanağa geçmek şartıyla yarışmadan çıkartılır.
13. Katılımcı, yarışmaya gönderdiği metinlerin kendisine ait olduğunu kabul, beyan ve taahhüt etmiş sayılır. Eseri ödül alan veya yayımlanmaya değer bulunan katılımcılardan; bu beyan ve kabulleri dışında hareket ettiği anlaşılan, kural ihlali yaptığı tespit edilen katılımcılardan ödül, unvan ve her türlü kazanımları geri alınır. İptal edilen ödülün yeri boş bırakılır.
14. Yarışma Düzenleme Komitesi, şartnamedeki maddelerde değişiklik yapma hakkını kendinde saklı tutar.
15. Katılımcıların tümü, bu şartları kabul etmiş sayılır.
Yazılar, en geç 13 Şubat 2023 Pazartesi günü saat 23.59’a kadar, eksiksiz doldurulan başvuru formu, telif hakkı beyanı ve etik sorumluluk beyanı ile birlikte, e-posta yoluyla KTMMOB Mimarlar Odasının adresine gönderilecektir. Son teslim tarihinden sonra gelecek çalışmalar değerlendirmeye alınmayacaktır. Değerlendirme, oluşturulan seçici kurul tarafından, belirtilen tarihe kadar yapılarak dereceye giren eserler seçilecektir. Seçici Kurul, uygun görürse mansiyon ödülü / ödülleri de verebilir. Dereceye giren ve yayımlanmaya hak kazanan eserler, KTMMOB Mimarlar Odası tarafından bir seçki kitabı olarak yayımlanacaktır. Değerlendirme dışında kalan eserlerden bazıları, uygun görüldüğü takdirde MİMARCA dergisinde yayınlanmak üzere yayın kurulu arşivinde tutulacaktır.
*Yarışma birincisi, bir sonraki “Mekân Anlatımı Metin Yarışması”nda, asli jüri üyesi olma hakkını elde edecektir.
*Törenle ilgili detaylı bilgiler daha sonra duyurulacaktır.
Sonuçlar KTMMOB – Mimarlar Odasının internet sitesinden ve sosyal medya sayfalarından duyurulacaktır. Dereceye girenlere ayrıca telefonla / e-posta yoluyla bilgi verilecektir.
Ekim 3 (Pazartesi) 00:00 - şubat 13 (Pazartesi) 00:00
01kas00:0003şub(şub 3)00:00Dünya İçin Alüminyum ile Tasarla 2023 Mobilya Tasarım Yarışması
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi ve ASTORAL işbirliği ile düzenlenen “Dünya için Alüminyum ile Tasarla” sloganlı yarışma, çevreye duyarlılık, sürdürülebilirlik, özgünlük, yenilikçilik ve üretilebilirlik teması ışığında öğrenci ve profesyonel olmak üzere iki kategoride düzenlenecek.
DEVAMINI GÖSTER...
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi ve ASTORAL işbirliği ile düzenlenen “Dünya için Alüminyum ile Tasarla” sloganlı yarışma, çevreye duyarlılık, sürdürülebilirlik, özgünlük, yenilikçilik ve üretilebilirlik teması ışığında öğrenci ve profesyonel olmak üzere iki kategoride düzenlenecek.
adresine dijital olarak gönderilir.
Her proje teslimi için konu bölümünde proje rumuzu ile başlayan ve aşağıdaki başlıklarla devam eden iki ayrı e-posta gönderilmelidir:
1. RUMUZ-Kimlik Dosyası (Web sitesinden indirilecek ‘Kimlik ve Başvuru Formu’ kullanılacaktır.) (örn: abc12345-Kimlik)
2. RUMUZ-Pafta teslimi (Tüm paftalar ve 500 kelimelik açıklama metni tek e-postada gönderilmelidir.) (örn: abc12345-Pafta)
1. Kimlik Dosyası Dijital Teslimi (RUMUZ-Kimlik.pdf)
Ekipte bulunan kişi veya kişilerin kimlik (ad, soyad, TC kimlik numarası) ve iletişim bilgileri (cep telefonu, e-posta), yarışma şartnamesini okuduklarını onayladıklarını belirten imzalı form ile yukarıda belirtilen bölümlerde öğrenci veya mezun olduklarını belirten belgeleri de içeren ‘Kimlik ve Başvuru Formu’ yarışmanın web sayfasından indirilip doldurulduktan sonra PDF formatında kaydedilerek RUMUZKimlik (örn: abc12345-Kimlik.pdf) şeklinde isimlendirilecek ve adresine e-posta olarak gönderilecektir.
2. Proje Paftalarının Dijital Teslimi (RUMUZ-Pafta.pdf)
Projeye ait A3 paftalar ve 500 kelimelik açıklama (Konu, Amaç, Kapsam) metni ikinci e-posta ile gönderilecektir. Açıklama metni altlığı yarışmanın web sitesinden temin edilebilir. Yarışmaya gönderilecek paftalar en fazla 6 adet, A3, yatay, en az 150 DPI çözünürlükte, JPEG veya PDF formatlarından birinde olmalıdır. Dosya isimleri Rumuz-Pafta No şeklinde (örn: abc12345-Pafta 1) olmalıdır.
Gönderilecek e-postaların her birinin 20 MB’ı geçmemesi gerekmektedir.
Gönderim tarih ve saatinin 03.02.2023 saat 23:59’u aşmayacak şekilde programlanması yarışmacının sorumluluğundadır. Gönderide oluşan problemler nedeniyle tasarımlara ait evrakların yarışma sekreteryasına ulaşmaması ya da gecikmesinden yarışma organizasyonu sorumlu değildir.
Yarışmacılara Verilecek Bilgi ve Belgeler
Yarışma dokümanları adresine gönderilebilir. Soruların cevapları 1 Aralık 2022 tarihinde, yarışmanın web sitesinde yayınlanacaktır.
İletişim Bilgileri
Adres: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Pürtelaş Hasan Efendi Mahallesi, Meclis-i Mebusan No:24, 34427 Beyoğlu/İstanbul
E-posta:
Web adresi: http://astoral.com/yarisma2023/
Anlaşmazlıkların Çözümü
Yarışma sonuçlarının ilanından sonra 15 takvim günü içerisinde İdare ile yarışmacı arasında doğabilecek anlaşmazlıklar, önce jüri hakemliğinde, anlaşma sağlanamaması halinde İstanbul Mahkemeleri’nde çözümlenecektir.
Kasım 1 (Salı) 00:00 - şubat 3 (Cuma) 00:00
25kas01nisMimar Şandor Hadi’ye Adanmış Sergi
Liszt Enstitüsü – İstanbul Macar Kültür Merkezi “Çok Yönlü Bir Mimar: Şandor Hadi, Türkiye’de İkinci Nesil Bir Macar” başlıklı sergisine 25 Kasım 2022 – 1 Nisan 2023 tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor.
DEVAMINI GÖSTER...
Liszt Enstitüsü – İstanbul Macar Kültür Merkezi “Çok Yönlü Bir Mimar: Şandor Hadi, Türkiye’de İkinci Nesil Bir Macar” başlıklı sergisine 25 Kasım 2022 – 1 Nisan 2023 tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor.
Liszt Enstitüsü – İstanbul Macar Kültür Merkezi “Çok Yönlü Bir Mimar: Şandor Hadi, Türkiye’de İkinci Nesil Bir Macar” başlıklı sergisine 25 Kasım 2022 – 1 Nisan 2023 tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor. Macar asıllı mimar Şandor Hadi’nin şahsi hayatını ve yaratıcı kişiliğini de merceğe alan sergi, Sevinç Hadi ile kurdukları mimarlık ofisinin hayata geçirdiği projelerden bir seçkiyi sunuyor. Sergi, Gül Baba Türbesi Mirasını Koruma Vakfı, HEPA Türkiye, Bimsoft ve Graphisoft’un desteğiyle, Sevinç Hadi’nin “Baş Danışman ve Onur Konuk”luğunda ve Ufuk Demirgüç’ün küratörlüğünde gerçekleşiyor.
Çırağan Sarayı Kapısı Eskizi / Çizim: Sandor Hadi
20.yy’ın başında Türkiye’ye çalışmak için gelen Macar teknisyen Hadi János’un üç çocuğundan biri olarak 1931 yılında Kastamonu’da doğan Şandor (Sándor) Hadi küçüklüğünden itibaren el becerisi yüksek bir çocuktu. 1955 yılında İstanbul’da Saint Michel Lisesi’nden mezun olduktan sonra başladığı İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ni 1961’de bitirdi. Öğrencilik yıllarında ve mezuniyetinden sonra dönemin önemli mimarlarından Turgut Cansever ile çeşitli projelerde ve Cansever’in projelendirdiği Beyazıt Meydanı uygulamasında çalıştı. 1961-1968 yılları arasında meydanın uygulamasını yapan İbrahim Yolal’ın firmasının diğer projelerinde de sorumlu mimar olarak çalışmaya devam etti. Şandor Hadi, bir yandan mimarlık üretimine devam ederken mimarlık eğitimi alanında da çalıştı. 1966-1984 yılları arasında önce Işık Mimarlık Yüksek Okulu’nda, daha sonra Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Yüksek Okulu’nda 2 yıl asistanlık ve 13 yıl öğretim görevliliği olmak üzere mimarlık eğitimine 15 yıl boyunca katkı sağladı. 1963 yılında, kendi serbest mimarlık bürosunu kurdu, 1964’te eşi Sevinç Hadi ile birlikte çalışmaya başladı.
“Çok Yönlü Bir Mimar: Şandor Hadi, Türkiye’de İkinci Nesil Bir Macar” başlıklı sergi, Şandor Hadi’nin şahsi ve mimari dünyasını iki farklı bölümde ele alan bir anlatı sunuyor. İlk bölüm, ilk gençlik günlerinden aile hayatına, el yapımı ürünlerden yaptığı resimlere kadar mimarlık öncesi dünyasını tarif ediyor. İkinci bölüm ise, Sevinç Hadi ile kurdukları mimarlık ofisinin çatısı altında, bir mimar olarak imza attığı projelerden bir seçkiyi, ürettiği mobilyaları, maketleri ve Şandor Hadi mimarlığı üzerine diğer mimarların görüşlerini bir araya getiriyor. Sergide ayrıca, yakın bir zamanda yıkımı gerçekleşen İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi’nin 3 boyutlu olarak yeniden canlandırmasına yer veriliyor.
Serginin araştırma ve hazırlık aşamasına Sevinç ve Şandor Hadi’nin çocukları, mimar ve İstanbul Kent Konseyi Başkanı Tülin Hadi ile iç mimar ve müzisyen İmre Hadi katkı sağlıyor. Serginin açılışında ailenin diğer üyeleri Şandor Hadi’nin yeğeni piyanist Ayşe Tütüncü, oğlu İmre Hadi (vokal) ve arkadaşları Yağız Üresin (flüt) küçük bir müzik dinletisi sunuyor.
Boğaziçi Üniversitesi Aptullah Kuran Kütüphanesi/ Fotoğraf: Murat Germen
Kasım 25 (Cuma) 00:00 - Nisan 1 (Cumartesi) 00:00
25kas01nisMimar Şandor Hadi’ye Adanmış Sergi Macar Kültür Merkezi’nde
İstanbul Macar Kültür Merkezi “Çok Yönlü Bir Mimar: Şandor Hadi, Türkiye’de İkinci Nesil Bir Macar” başlıklı sergiye 25 Kasım 2022 – 1 Nisan 2023 tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor.
DEVAMINI GÖSTER...
Şandor Hadi
20.yy’ın başında Türkiye’ye çalışmak için gelen Macar teknisyen Hadi János’un üç çocuğundan biri olarak 1931 yılında Kastamonu’da doğan Şandor (Sándor) Hadi küçüklüğünden itibaren el becerisi yüksek bir çocuktu. 1955 yılında İstanbul’da Saint Michel Lisesi’nden mezun olduktan sonra başladığı İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ni 1961’de bitirdi. Öğrencilik yıllarında ve mezuniyetinden sonra dönemin önemli mimarlarından Turgut Cansever ile çeşitli projelerde ve Cansever’in projelendirdiği Beyazıt Meydanı uygulamasında çalıştı. 1961-1968 yılları arasında meydanın uygulamasını yapan İbrahim Yolal’ın firmasının diğer projelerinde de sorumlu mimar olarak çalışmaya devam etti. Şandor Hadi, bir yandan mimarlık üretimine devam ederken mimarlık eğitimi alanında da çalıştı. 1966-1984 yılları arasında önce Işık Mimarlık Yüksek Okulu’nda, daha sonra Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Yüksek Okulu’nda 2 yıl asistanlık ve 13 yıl öğretim görevliliği olmak üzere mimarlık eğitimine 15 yıl boyunca katkı sağladı. 1963 yılında, kendi serbest mimarlık bürosunu kurdu, 1964’te eşi Sevinç Hadi ile birlikte çalışmaya başladı.
İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi, Fotoğraf: Cemal Emden
“Çok Yönlü Bir Mimar: Şandor Hadi, Türkiye’de İkinci Nesil Bir Macar” başlıklı sergi, Şandor Hadi’nin şahsi ve mimari dünyasını iki farklı bölümde ele alan bir anlatı sunuyor. İlk bölüm, ilk gençlik günlerinden aile hayatına, el yapımı ürünlerden yaptığı resimlere kadar mimarlık öncesi dünyasını tarif ediyor. İkinci bölüm ise, Sevinç Hadi ile kurdukları mimarlık ofisinin çatısı altında, bir mimar olarak imza attığı projelerden bir seçkiyi, ürettiği mobilyaları, maketleri ve Şandor Hadi mimarlığı üzerine diğer mimarların görüşlerini bir araya getiriyor. Sergide ayrıca, yakın bir zamanda yıkımı gerçekleşen İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi’nin 3 boyutlu olarak yeniden canlandırmasına yer veriliyor.
Boğaziçi Üniversitesi Abdullah Kuran Kütüphanesi, Fotoğraf: Murat Germen
Serginin araştırma ve hazırlık aşamasına Sevinç ve Şandor Hadi’nin çocukları, mimar ve İstanbul Kent Konseyi Başkanı Tülin Hadi ile iç mimar ve müzisyen İmre Hadi katkı sağlıyor. Serginin açılışında ailenin diğer üyeleri Şandor Hadi’nin yeğeni piyanist Ayşe Tütüncü, oğlu İmre Hadi (vokal) ve arkadaşları Yağız Üresin (flüt) küçük bir müzik dinletisi sunuyor.
Milli Reasürans Kompleksi, Fotoğraf: Murat Germen
Milli Reasürans Eskizi, Çizim: Şandor Hadi
Macar asıllı Mimar Şandor Hadi’nin şahsi hayatını ve yaratıcı kişiliğini de merceğe alan “Çok Yönlü Bir Mimar: Şandor Hadi, Türkiye’de İkinci Nesil Bir Macar” sergisi, Sevinç Hadi ile kurdukları mimarlık ofisinin hayata geçirdiği projelerden bir seçkiyi sunuyor. Sergi, Gül Baba Türbesi Mirasını Koruma Vakfı, HEPA Türkiye, Bimsoft ve Graphisoft’un desteğiyle, Sevinç Hadi’nin “Baş Danışman ve Onur Konuk”luğunda ve Ufuk Demirgüç’ün küratörlüğünde gerçekleşiyor.
“Çok Yönlü Bir Mimar: Şandor Hadi, Türkiye’de İkinci Nesil Bir Macar” başlıklı sergi, 25 Kasım 2022 – 1 Nisan 2023 tarihleri arasında İstanbul Macar Kültür Merkezi‘nde ziyaret edilebilir.
Kasım 25 (Cuma) 00:00 - Nisan 1 (Cumartesi) 00:00
Bolu, Kartalkaya'da yapılması planlanan dağ oteli ve gençlik merkezinin ilk temellerinin Kartalkaya Dağ Oteli, Kayak (Doğa) Gençlik Merkezi Öğrenci Mimari Fikir Projesi Yarışması ile atılması ve devamında bu konseptin bölge için örnek olması amaçlanıyor. Ulusal ve tek aşamalı öğrenci mimari fikir projesi yarışmasına proje teslimi için son tarih 9 Nisan 2023.
DEVAMINI GÖSTER...
Bolu, Kartalkaya’da yapılması planlanan dağ oteli ve gençlik merkezinin ilk temellerinin Kartalkaya Dağ Oteli, Kayak (Doğa) Gençlik Merkezi Öğrenci Mimari Fikir Projesi Yarışması ile atılması ve devamında bu konseptin bölge için örnek olması amaçlanıyor. Ulusal ve tek aşamalı öğrenci mimari fikir projesi yarışmasına proje teslimi için son tarih 9 Nisan 2023.
Bolu İli içinde bulunan Kartalkaya Kayak Merkezi gençlerin ve sporcuların uğrak yeri olmuştur. Özellikle İstanbul, Ankara ve çevre illerden gençlerin spor yapmak için tercih ettiği bir merkez niteliği kazanmıştır. Bu bölgede Penguen Tepe Gençlik Merkezinin destekleri ile yapılması planlanan dağ oteli ve gençlik merkezinin ilk temellerinin bu yarışma ile atılması ve devamında bu konseptin bölge için örnek olması amaçlanmaktadır.
“Kartalkaya Dağ Oteli, Kayak (Doğa) Gençlik Merkezi Öğrenci Mimari Fikir Projesi Yarışması Şartnamesi” ulusal öğrenci tasarım yarışması kapsamında;
Yarışma sonucunda birincilik ödülünü hak eden tasarımın uygulanması planlanmaktadır.
Bolu Kartalkaya Kayak merkezi ve çevresi ülkemizde uzun süredir hizmet veren önemli bir spor merkezidir. Dünya’da örneklerini gördüğümüz dağ kırsalı mekânsal tasarımlarını ülkemiz coğrafyasında da görmek, daha iyilerini uygulamak yarışmanın temel konusunu teşkil etmektedir. Bölgede örnek olacak mekânsal kalitesi yüksek sporcu ve doğa sever mekanların oluşması için öncü bir adım olarak planlanan bu yarışma ile dağ kırsallarında butik konaklama, kayak sonrası etkinlikler, günübirlik kayak sporuna destek mekanlar, farklı doğa sporlarının (yürüyüş, bisiklet, tırmanış vb.) yapılmasına mekânsal olanak sağlayacak tasarım çözümleri hedeflenmiştir.
Yarışmacıların dikkat etmeleri gereken tasarım ilkeleri
“Kartalkaya Dağ Oteli, Kayak (Doğa) Gençlik Merkezi Öğrenci Mimari Fikir Projesi Yarışması’’ ulusal ve tek aşamalı öğrenci mimari fikir projesi yarışmasıdır.
Yarışma Doç. Dr. Ümit ARPACIOĞLU’nun yürütücülüğünde yapılan yarışmanın iletişimi için adresine mail atılabilir. Yarışmanın sonucu başvuruda belirtilen mail adreslerine gönderilecektir.
Asli Jüri Üyeleri
Raportör
Jüri gerekli gördüğü ekiplere teşvik ödülü verebilir.
Jüri değerlendirmesi sonucunda yukarıda yazılı ödüller Penguen Tepe tarafından üstlenilecektir.
Kasım 29 (Salı) 00:00 - Nisan 9 (Pazar) 00:00
30kas(kas 30)00:0026nis(nis 26)00:00Akbank Sanat’ta “Tasarım Fikir Kulübü” Başlıyor
Tasarım Fikir Kulübü söyleşi dizisinin ilk etkinliği, 30 Kasım Çarşamba günü Akbank Sanat Beyoğlu’nda gerçekleşecek.
DEVAMINI GÖSTER...
Akbank Sanat, Özyeğin Üniversitesi/Mimarlık ve Tasarım Fakültesi iş birliğiyle tasarım disiplininin Türkiye’deki ve dünyadaki durumunu tartışmaya açan yeni söyleşi dizisi “Tasarım Fikir Kulübü” başlıyor.
Tasarımın, Türkiye’de bağımsız bir disiplin olarak özellikle endüstriyel tasarım, iletişim tasarımı, iç mimarlık ve çevre tasarımı gibi alanlardaki varlığını sürdürme çabası ve sanat, teknoloji, gastronomi gibi diğer alanlarla ilişkisi Tasarım Fikir Kulübü konuşmalarının odak noktasını oluşturuyor. Türkiye’de alanında önde gelen fikir insanlarıyla beraber etkileşimli bir formatta gerçekleşecek paneller içeren yeni seminer serisi ile ülkemizdeki tasarım tartışmalarına yeni bir soluk getirilmesi hedefleniyor.
Tasarım Fikir Kulübü’nün Prof. Dr. Alpay Er’in moderatörlüğünü üstleneceği ilk etkinliği Yeşim Demir, Prof. Dr. Özgen Osman Demirbaş ve Özlem Yalım’ın katılımıyla 30 Kasım Çarşamba günü Akbank Sanat Beyoğlu’nda gerçekleşecek.
“Tasarım hayatın neresinde?” başlığı ile yapılacak söyleşide izleyicilerden gelecek sorulara da yanıt verilerek etkileşimli bir tartışma formatı izlenecek.
Etkinlikler ücretsizdir. Katılım 120 kişi ile sınırlı olup etkinlik giriş davetiyeleri etkinlikten 1 saat öncesinden Akbank Sanat Danışma’dan temin edilebilir.
Program:
30 KASIM 2022 / 18:30
TASARIM HAYATIN NERESİNDE?
Moderatör: Prof.Dr. Alpay Er
Konuşmacılar: Prof. Dr. Özgen Osman Demirbaş, Özlem Yalım, Yeşim Demir
“Tasarım Fikir Kulübü”nün ilk konuşmasında, Design touch teriminden yola çıkılarak “tasarım kime nasıl dokunur?” sorusu tartışılacaktır. Tasarıma giriş niteliğindeki bu panelde, tasarımın günlük hayattaki yeri ve önemi irdelenecektir.
28 ARALIK 2022 / 18:30
TASARIM SANATINDAN SANATIN TASARIMINA
Moderatör: Doç. Dr. Ayşe Hazar Köksal
Konuşmacılar: Doç. Dr. Ebru Yetişkin, Prof. Dr. Esra Aliçavuşoğlu
Tasarım ve sanat, en genel tanımla bakıldığında, birbirinden piyasa ile kurdukları ilişki bakımından ayrılır. Tasarımın piyasa ile doğrudan ilişkili, sanatın ise ondan bağımsız olduğu düşünülür. Günümüzde ise, tasarım ve sanatın sınırları muğlaklaştığı gibi, piyasa ile kurdukları temas biçimleri de değişmiştir. Panel, bu ilişkiler ağını farklı boyutlarıyla tartışmaya açacaktır.
25 OCAK 2023 / 18:30
TASARIMIN SINIR(SIZ)LARI
Moderatör: Öğr. Üyesi Dr. Zeynep Ceylanlı
Konuşmacılar: Akın Nalça, Atilla Kuzu, Sıla Karakaya
Bu panelde tasarım alanının sınırlarını belirleyen, tasarım kimlikleri, tasarımda meslek ideolojileri, disiplinler arası tasarım ve disiplinler üstü tasarım gibi kavramlar konuşulacaktır.
22 ŞUBAT 2023 / 18:30
İSTANBUL TASARIM BAŞKENTİ (Mİ?)
Moderatör: Alpay Er
Konuşmacılar: Deniz Ova, Mert Sezer
“Tasarım” ve “İstanbul” son yıllarda daha da fazla yan yana duymaya başladığımız iki kelime. Şehrin günümüzde tasarım disiplini ile kurduğu ilişkinin tartışılacağı bu panelde “İstanbul tasarım başkenti mi?” sorusuna yanıt aranmaya çalışılacaktır.
29 MART 2023 / 18:30
GELECEĞİN TASARIMI
Moderatör: Öğr.Üyesi Dr. Metin Çavuş
Konuşamcılar: Doç. Dr. Asım Evren Yantaç, Prof. Dr. Nazlı Eda Noyan, Tuna Mert Topuz
Son yıllarda dijital teknolojilerinin tasarıma etkileri tartışılmaz düzeydedir. Peki gelecekte bizi neler bekliyor? Bu panelde dijitalin yakın gelecekte tasarıma nasıl etki edeceği tartışılacaktır.
26 NİSAN 2023 / 18:30
PİŞMİŞ AŞA TASARIM KATMAK
Moderatör: Doç. Dr. Özge Samancı
Konuşmacılar: Prof. Dr. Alpay Er, Aylin Öney Tan, Maksut Aşkar
Yemek yeme serüveninin topraktan tabağa kadar uzanan çok katmanlı yolculuğunda tasarım soyut ve somut olarak hep vardır. Düşünülerek bugünden geleceğe ya da doğal olarak geçmişten günümüze en temelde kültürel ihtiyaçlarla şekillenen yemek – ekmek – içecek – sofra – mutfak – lokanta – iaşe – sofra/mutfak eşyası ve “yemek” fikirlerinin gastronomi ve tasarım kesişiminde nasıl buluştuğunu tartışan bu panel tabağımızı tekrar düşündürecek.
Kasım 30 (çarşamba) 00:00 - Nisan 26 (çarşamba) 00:00
En pratik ısı yalıtım teknolojisi kuşkusuz mantolama olarak tanıdığımız uygulamadır. Yapının dış cephesinin bütünüyle yalıtım malzemeleri ile kaplanması uygulaması olan mantolama, birkaç farklı materyalle yapılabiliyor. Bunların en yaygın olanları EPS mantolama ve taşyünü uygulaması.