Çevre Kirliliği Sorunu 1

Çevre Kirliliği Sorunu

100 İzlenme
0

Çevre kirliliği bir çok boyutu ile dünyadaki tüm canlıların geleceğini etkileyen çok ciddi bir sorun. Her ne kadar çevre kirliliğinin önlenmesine yönelik bir çok mevzuat hükmü ülkeler bazında çıkarılıyor olsa da, dünyanın mevcut tüketim kapasitesi itibariyle, esasında kolayca önlenemeyecek bir kirlilik her geçen gün daha da şiddetli biçimde etkili olmaya devam ediyor. Bir çok uzmana göre dünya, kapasitesinin çok üzerinde bir nüfusu barındırıyor ve bu nüfusun hayatta kalabilmesi için normalin çok üzerinde miktarlarda kaynak tüketmesi ve doğal olarak çevresini kirletmesi gerekiyor.

Suni yöntemlerle üretilen kaynakların tüketimi neticesinde kaçınılmaz bir kirlilik ortaya çıkıyor ki, artık devletler kirliliğin önlenmesinden öte, kabul edilebilir, yani hayati tehlike sınırının bile altındaki bir seviyede kalmasını öngörüyor.

“Çevre kirliliği sorunu tamamen giderilebilir mi?” sorusunun cevabı ise bütüne bakıldığında malesef pek mümkün gözükmüyor. Ancak bilinçli davranmaya başlayarak bir takım önlemler almak da kesinlikle bizim elimizde.

Hava Kirliliği En Büyük Sorun

Şehirlerin dar alanlara hapsedilip, ciddi miktarlarda enerji kaynağının tüketilmesi sonucunda havanın kirlenmesi aslında şaşırtıcı olmayan bir sonuç. Hatta bir çok ülkede hava kirliliğinin ulaştığı seviyeler sanki normal ve olağan bir durummuş gibi karşılanmakta. Türkiye’de ise şaşırtıcı biçimde artan nüfusa rağmen lokal hava kirliliği sorunları yaşanıyor ve bazı kentlerimizde kirliliğin gözle görülür etkileri nadiren dikkat çekiyor.

Elbette bu doğalgaz ile ısınma sağlayan ve sanayi bölgelerinin uzağında yer alan merkezler için geçerli. Eğer bir sanayi bölgesine yakın yaşıyorsanız, maalesef hava kirliliğini sadece gözünüzle değil, bedensel fonksiyonlarınızdaki aksamalarla da hissedebilirsiniz. Örneğin pek çok sanayi bölgesi sakini, akciğerde oluşan solunum rahatsızlıkları yaşarken, termik santral bölgelerinde kanser hastası sayıları dramatik biçimde artabiliyor.

Hava kirliliğinin en önemi sebebi ısınmak için kullandığımız enerji değil. Şehirlerimizde milyonlarca motorlu araç sürekli hareket halinde ve bu araçların egzozlarından çıkan zehirli gazların havamızı kirlettiği malum. Yakın zamanda trafiğe çıkan LPG’li araçlar ve yeni nesil elektrikli araçların sayısının artması ile birlikte bu kirliliğin de azalması öngörülüyor.

Ancak alınan tüm önlemlere rağmen mevcut nüfus şartları devam ettiği sürece uzun vadede sorun asla bütünüyle ortadan kalkmayacak gibi görünüyor. Aynı şartların su ve toprak kirliliği için de geçerli olduğunu unutmamak gerek. Tarım için gerekli olan alanların ve içme suyunun gün geçtikçe azalması, neslimizin sonu anlamına gelebileceği için aslında çevre kirliliği ortaya epey korkutucu bir tablo çıkartıyor. Yinede bu tabloyu görmezden geliyoruz ve günlük hayatımıza bir sorun yokmuş gibi devam ediyoruz.

Kendi jenerasyonumuzdan sonra gelecek olan yeni nesillere temiz ve sağlıklı yarınlar bırakmak durumundayız. Bu mirası onlara bırakmak adına ülkemizde ve dünyada çalışmalar yürüten, yıllardır mücadeleler veren devlet kurumları ve sivil toplum kuruluşları var. Türkiye Çevre Vakfı, Greenpeace,  Doğal Hayatı Koruma Derneği, T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı, WWF Dünya Doğayı Koruma Vakfı, TEMA Vakfı, ÇEKÜL Vakfı bunlardan sadece bazıları.

Yorum Ekleyin

REKLAM ALANI

Reklam Vermek?
X
X