Türkiye’deki Yapıların Tasarım Kalitesi Neden Düşük? 1

Türkiye’deki Yapıların Tasarım Kalitesi Neden Düşük?

346 İzlenme

Türkiye’de mimari açıdan değerli görülen yapıların tamamına baktığımızda çoğunun osmanlı ve cumhuriyet dönemlerinden kalma olduğunu görürüz. Geçmişte yapılan ve hala aynı ihtişamı koruyan yapılara sahip olmak elbette gurur verici. Ancak günümüz mimarisi maalesef aynı çizgide ilerleyemiyor. Şehirleşmedeki ciddi sorunlar kent dokusunu bozarken, binaları tek tek ele aldığımızda da aynı tutarsızlıkları görmek mümkün. Öncelikle günümüzde yapılan mimari yapılar çevrelerindeki diğer unsurlar ve eskilerin tasarım anlayışı ile kesinlikle  bağdaşmamaktadır. Hatta çoğu zaman mimari tasarım anlayışının tamamen terk edilmiş olduğu bile görülmektedir. Günümüzde mimari kalite aranan bir özellik olmaktan çıkmış ve yerini daha ucuza ve en hızlı şekilde üretilebilen, ticari müteahhitlik anlayışına bırakmıştır. Mimari grupların müteahhitleri yönlendirmesi gerekirken, ülkemizde maalesef müteahhitler mimarları yönlendirmektedir. Bunun sonucu olarak ticari emellere hizmet eden, tasarım özelliğinden yoksun ve birbiriyle tamamen uyumsuz bir yapılaşma ortaya çıkmaktadır.

Yeni Mezun Mimar ve Mühendisler

Mimarlık ve inşaat fakültelerinden yeni mezun olanların ilk iş arayışının ne zor bir süreç olduğunu bilmeyen yoktur. İşverenler deneyimli çalışanlara maaş vermek ister. Ayrıca mimarlık ofislerinin de belirli bir bütçe dahilinde hareket etmeleri gereklidir. Ve iş yükünü aşacak sayıda çalışan barındırma lüksleri yoktur. İsmi bilinen mimarlık ofisleri bu konuda daha rahat olsalar da, onların da belirli bir yeni mezun ve stajyer kontenjanı vardır. Bu sayıyı aşmaları pek mümkün olmaz. Hal böyleyken, geçinmek zorunda olan yeni mezun mimarların iş beğenmemek gibi bir şansları olamamaktadır. Deneyim kazanmak arzusu ile mimarlık ofislerinden çok müteahhitlik faaaliyetleri ile anılan inşaat firmalarına yönelmeye başlarlar. Mimarlık ofislerine göre sayıca daha fazla olan müteahhit firmalarda iş bulma şansları daha yüksektir. Çünkü bu tarz inşaat firmaları düşük maaşla çalıştırabilecekleri yeni mezun mimarları işe almayı severler. Zira bu şekilde ekiplerine mimar ünvanına sahip olan çalışanları, çok daha uygun bir fiyata katmış olurlar.

Yapıların tasarım kalitesinin düşük olması, ülkemizin inşaat piyasası ve işe alım süreçleri ile doğrudan ilişkilidir. Müteahhit firmalar maalesef tecrübe edinmeye gelen yeni mezun mimarlara bina tasarımı gibi deneyim gerektiren konuları emanet etmektedirler. Ticari amaçlı bina uygulaması yapan pek çok inşaat firması, projenin tasarım kalitesine değil, belediyeden onay almasına odaklanır. Amaç hızlıca inşaa edilecek, ucuza mal olacak, belediyeden kolayca izin alabilecek ve kullanışsız dahi olsa olabilecek en yüksek metrekareleri elde etmektir.

Müteahhit firmalar tarafından hazırlanan projelere bakıldığında ve yapılan tasarım hatalarını incelediğimizde, çizimlerin tecrübesiz kişiler tarafından hazırlandığını çok net biçimde görürüz. Işık almayan mekanlar, dolaşımı çözülememiş otoparklar, içerisine dolap bile sığmayan orantısız odalar, çamaşır makinesine yer bırakılmamış tuvaletler gibi mimari hatalar, genelde deneyim eksikliğinden yapılır. Oysa bu sorunun kaynağı yeni mezun gençlerimiz değil, ucuza eleman çalıştırma sevdasından vazgeçemeyen ve tasarıma sadece ticari açıdan bakmayı prensip edinmiş olan müteahhit firmalardır.

Müteahhit Firmaların Denetimi

Ülkemizde firma kurarak ticaret odasına kayıt yapan her sermaye sahibi, müteahhitlik yapabilmektedir. Yeni mezun bile olsa, kadrosunda mimar ve inşaat mühendisi çalışanları olması yapının uygulama aşamasında belediyelerden gerekli olan bütün izinleri almasında kapıları açar. Tasarım kalitesi, yapının çevre ile uyumu gibi konular aslında belediye çalışanları tarafından dikkatle değerlendirilmeli ve denetlenmelidir. Ancak bu gibi konularda müteahhitlere pek zorluk çıkartılmadığı da iyi bilinir. Önemli olan, gerekli harçların yatırılmış olması, projenin bölgenin genel imar kurallarına uygun olacak bir şekilde düzenlenmiş olması ve mesleki sorumluluğu üstlenecek kişilerin imzalarının varlığı genelde bu izinleri almak için yeterli olmaktadır. Bunun sonucunda ise karma karışık bir şehirleşme, tasarım açısından son derece zayıf ve keyifsiz bir yapılaşma ortaya çıkmaktadır.

Çarpık yapılaşmanın ve düzensiz mimari tasarım projelerinin ortaya çıkmasındaki en büyük etken kuşkusuz mütahhit firmaların deneyimsiz eleman çalıştırmasından, gerekli denetimlerin yapılmamasından ve caydırıcı nitelikte cezaların uygulanmamasından kaynaklanmaktadır. Müteahhit binaları olarak adlandırdığımız bu yapılar, geçmişte hakkı verilerek yapılan ve mimari tasarım kalitesi yüksek olan binalar ile karşılaştırıldığında içerisinde bulunduğumuz durumun vahimliği daha da net görülmektedir. Bu çarpık yapılaşma geçmişten gelen mimari kültürümüz için ciddi anlamda bir tehdit oluştururken, şehirlerimizin bütün cazibesini de hızla yok etmeye başlamıştır.

REKLAM ALANI

Reklam Vermek?
X
X