Türkiye Depreme Ne Kadar Hazır ? 1

Türkiye Depreme Ne Kadar Hazır ?

246 İzlenme

Deprem, her ne kadar sıradan bir doğa olayı olsa da, doğanın en ciddi can kayıplarına yol açan etkinliği olarak kayıtlarda yerini almış durumda. Tabii insanlık tarihi genel olarak analiz edildiğinde; depremin can kaybına yol açmaya başlaması ile modern medeniyetin çakıştığını görebiliriz, zira can kaybına yol açan deprem değil, yapılardır. İnsanlığın çok katlı düzene geçmediği zamanlarda depremin herhangi bir doğa olayından daha farklı olduğunu söylemek mümkün olmayacaktır. Oysa 20.yüzyılın başından beri süregelen yapılaşma teknolojisi, çok katlılık esasına dayandığından, yapıların yer sarsıntıları ile zarar görmesi durumu ortaya çıkmış ki, yüz binlerce insan bu şekilde can vermiştir. Pekiyi depremle mücadele mümkün değil mi?

Elbette mümkün. Meslek mensupları çok iyi bileceklerdir ki, doğru materyal kullanılarak, doğru tekniklerle yapılan yapılar, çok ciddi depremlere dahi mukavemet gösterebilirler. Zira mühendislik esaslara göre hazırlanan projelerin, yine bilimsel veriler ışığında uygulanması ile çok sağlam yapıların inşası mümkündür. Üstelik bunun için bilim üstü bir bilgi de gerekmez. Herhangi bir mimar ve mühendis bir araya gelerek pekala depreme dayanıklı yapılar inşa edebilirler. İyi ama ülkemizde neden deprem her zaman can alır?

Türkiye’de Yapılaşma

Her şeyden önce Türkiye; yakın zamana kadar neredeyse hiçbir sektörün, ciddi bir kamu denetimine tabi olmadığı bir ülkedir. Maalesef, geçmişte inşaat gibi hayati konular dahi herhangi birisinin insafına terk edilmiş ve inşaatların ruhsatları hiçbir bilimsel veri olmaksızın onaylanmıştır. 1999 Kocaeli depreminde ortaya çıkmıştır ki, yapıların nerdeyse hiç birisinin mühendislik bir alt yapısı bulunmadığı gibi, şehrin planlaması noktasında da bilimsel esaslar dikkate alınmamıştır. On binlerce kişinin hayatını yitirdiği bu deprem Türkiye için bir milat olmuş olsa da, maalesef günümüzde bu tarihlerden kalan yapılar hala aktif biçimde kullanılmaktadır.

Dünya’nın en büyük şehirlerinden olan İstanbul, ruhsatları gelişi güzel verilmiş, deprem yönetmeliğine uygun olmayan binlerce yapı ile doludur. Bu durumda deprem hattı üzerinde yer alan şehrimizin çok ağrı bir yara alması muhtemeldir ki, mevcut veriler ışığında depreme pek de hazır olmadığımız net biçimde görünmektedir.

Deprem Yönetmeliği, ülkemizde 1999 depreminden sonra yürürlüğe girmiştir. Bu nedenle, bu tarihten önce inşa edilen yapıların buna uygun olup olmadığı tespit edilememektedir. Depremde öncelikli bölgelerde dahi tam anlamıyla bir analiz yapılamamaktadır ve maalesef yapı sahiplerinin duyarlılığı da yeterli seviyede değildir. Oysa herkesin yaşadığı yapıyı bir yapı denetim şirketine analiz ettirmesi ve ortaya çıkan rapor ışığında gerekli iyileştirmeleri yapması veya kentsel dönüşüm kapsamında yapıyı yenilemesi gerekir. Ancak maalesef henüz tam anlamıyla bu bilince ulaşılabilmiş değildir. Tabii kentsel dönüşüm uygulamaları ile pek çok yapının yenilenmiş olması sevindirici bir husustur ancak söylediğimiz gibi sayı yeterli görünmemektedir.

Deprem Nasıl Bir Hasar Verebilir?

Türkiye, Anadolu olarak bildiğimiz yarım ada biçimindeki kara parçası üzerinde yer alıyor. Bu kara parçası oldukça hareketli, hatta dünyanın en hareketli tektonik zeminlerinden birisi ki, Ege denizi zaten bir çökelti havzası olarak biliniyor. Yani, ülkemizin hemen her yerinde, her an bir deprem olabilir. Yalnızca Konya ili ve yakınları ve Harran ovası çevresinde 5 şiddetini geçen depremler beklenmezken, bunun dışında hemen her yerde yıkıcı olabilecek depremlerin yaşanabilmesi mümkündür. Mevcut yapı stoğu dikkate alındığında ise oldukça korkutucu bir senaryo bizi beklemektedir. Özellikle kuzey Anadolu fay hattı çevresinde 7 şiddetini geçen depremler beklendiğinden, İstanbul büyük bir risk altında görünmektedir ki, uzmanlar böyle bir deprem durumunda yıkımı dile getirmekten dahi çekinme durumundadır. Sonuç olarak, olabilecek herhangi bir deprem maalesef ülkemizde çok ağır yıkımlara sebep olabilecek gibi görünmekte.

REKLAM ALANI

Reklam Vermek?
X
X