Tate Modern’in Ek Binası

Editör: Cem Gülener - 12/04/2023

Tate Modern Sanatlar Müzesi yıllık ziyaretçi sayısı beklenenin iki katını geçince genişleme ihtiyacı duymuş. Nehir kenarında 1950’lerden kalma kullanılmayan bir elektrik santralinin İsviçre’li mimarlar Herzog & de Meuron tarafından yeniden tasarlanması ile 2000 yılında açılan Tate, ek bina için yine aynı mimarlarla çalışmış. 10 katta 65 metre yükselen yeni bina ana binanın hemen güneyine inşa edilmiş. Sergi alanını %60 kadar büyüten bu yeni binada daralan üst katlar eğitim, personel çalışma alanları, restoran ve eventlere ayrılmış. Ek bina ana binaya göre modern olduğundan iki bina arasında uyum sağlamak için dış cephede tuğla kaplama kullanılmış. Tate Modern açıldığında Southwark’ın endüstriyel atık alanı diye tanımlanan bölge gitgide değer kazanmış. Bugün etrafta Neo Bankside gibi rezidanslar yükseliyor. Tate’e komşu daireler milyonlarca pounda satılabiliyor. Müze yetkilileri ek binayı birkaç yıl daha ertelemeyi bu yeni binaların itirazlarına ve kısıtlamalarına maruz kalacakları için göze alamamış. Halihazırda yamuk bir piramit gibi görünmesinin sebebi de zaten komşu binaların ışık hakları ve St Paul katedralinin kubbesinin manzarasının korunmasıymış. Binaya zırh gibi giydirilen ve çelik çubuklarla tutturulan dış cephe projelendirilirken güvercinler tuğlaların arasına yuvalamasın diye kuş bilimcilere başvurulmuş. Dışarıdan belli olmasa da tuğlaların aralarından içeriye hatrı sayılır miktarda ışık girmekte. 260 milyon pounda gerçekleşen Ek Bina için hem devlet kurumları hem özel ve tüzel kişiler destek vermiş. Tate’in yönetim kurulu başkanı Lord Browne İngiltere tarihinde bu boyutta bir kültürel bağış kampanyası görülmediğini söylemiş. Yeni binaya ‘Switch house’ yani Sigorta odası diyorlar. Ana binada da kullanılan ‘Kazan Dairesi’, ‘Yakıt Tankları’ gibi bölümler bugün modern sanatlara hizmet eden binanın eskiden bir elektrik santrali olduğunu unutturmuyor. İkonlaşmış kırmızı telefon kulübesinin de tasarımcısı olan eski elektrik santralinin mimarı Giles Gilbert Scott şimdiki halini görse ne der, ne düşünürdü merak etmeden duramıyor insan.