Mimarlık eğitimi
Mimarlık eğitimi zahmetli ve zor bir süreçtir. Mimarlık yapmak için lisans alabilmek ve mimar ünvanına sahip olabilmek için öncelikle üniversitelerin ilgili bölümlerinden mezun olmak gerekir. Fakat eğitim süreci bu işin sadece başlangıç noktasıdır. Mimarlık eğitimi gören ve mimarlık lisansına sahip olan her kişi yasalara göre ve teoride mimarlık yapabilir gibi gözükse de, aslında ülkemizde bu mesleği icra etmek için bundan daha fazlasına ihtiyaç vardır.
Mimarlığın farklı türleri
Bir mimarın verebileceği hizmetler çok geniş bir yelpazeyi kapsar. Mimarların uzmanlaştığı alanlar ise, zamanla mimarın kimliğini belirler. Örneğin fuar standı tasarımı konusunda uzmanlaşmış mimarlar olduğu gibi, hastane veya otel binası tasarlayan mimarlar da vardır. Bu iki tür mimar aynı eğitimi almış olmalarına rağmen farklı alanlarda ve ölçeklerde çalışmaktadırlar. Proje süreleri, araştırma derinliği, birlikte iş yürüttükleri proje ve uygulama grupları birbirinden çok farklıdır. Dolayısıyla aslında aynı mesleği icra eder gibi görünseler de, mimarlığın çok farklı iki yüzünü temsil ederler. Birincisinin iş hayatındaki en önemli konu fuar alanında hızlı ve kolay uygulanabilecek akıllı, yenilikçi ve yaratıcı tasarımlar üretmektir. Diğeri ise, özellikli binalar tasarlamak üzere uzun bir araştırma süresine ihtiyaç duyar. İş süresi daha uzundur ve aceleye yer yoktur. Teknik konulara hakim olmalı ve eksiksiz bir ihtiyaç listesini karşılayacak çözümler üretmelidir.
Bütün mimarlar tasarımcı olacak diye bir kural da yoktur. Bazı mimarlar satış alanında uzmanlaşır. Diğerleri uygulama, keşif, malzeme, teknik çizim, kontrolörlük veya danışmanlık gibi alanlarda uzmanlaşırlar. Aynı bir projede görev alan çeşitli mimar türleri de vardır. Kimileri cephe konusunda uzmanlaşmıştır. Kimisi anlaşma ve müşteri ilişkilerinde yeteneklidir ve o alanda görev alır ve aslında hepsinin görev tanımı birbirinden farklıdır. Bu sebeple bir mimarın eğitim sürecini tamamladıktan sonra mimarlığın hangi alanında tecrübe kazandığı ve elbette hangi alanında daha rahat ve özgüvenli çalıştığı büyük önem taşır.
Mimarlıkta tecrübenin önemi
Mimarlık eğitimini tamamlamış kişilerin ilk senelerde çalışacakları alanları belirlemek gibi bir lüksleri yoktur. Genelde hangi alanda iş bulurlar ise, ilk birkaç sene o alanlarda çalışmak zorunda kalırlar. Ancak iki üç senelik deneyim sahibi olan mimarlar mutlaka artık uzmanlaşmak istedikleri alanı belirlemek ve bu alanlarda çalışabilecekleri iş alanlarını hedeflemelidirler. Mimarlık azim ve sabır işidir. Bazen zorlayıcı şartlara rağmen yılmamak ve hedeften şaşmamak gerekir. Tecrübe bu meslekte aynen böyle kazanılır. Sabırla ve azimle. Şartlar mimara uymasa da, mimar her şarta uymayı bilmelidir. Yeniliklere açık olmak, yeni fikirler üretmek, yaratıcı olmak, değişik gruplarla görüşmek, ekip ruhu içerisinde çalışmak kişinin mesleki kimliğine sonradan büyük artılar katacaktır.
Başarılı mimar ne demek ?
Başarılı mimarın tanımı göreceli bir konudur ve bu tanım kişinin bakış açısına göre değişebilir. Kimisi için bu çok para kazanan bir mimar, ünlü bir mimar veya yapılan işin ebadını ve ölçeğini önemsemeden sadece işini iyi yapan bir mimar demek olabilir. Bu konuya bakarken kimse mimarın yaptığı işte mutlu ve rahat olup olmadığını tartmaz. Bir mimar iyi para kazanıyorsa veya ünlü olmuşsa, neden mutlu olmasın diye düşünülür. Oysa mimarlıktaki başarının sırrı tam olarak bu noktada gizlenmektedir. Mimar yatkınlığı olan alanı baştan doğru tayin edip, kariyeri boyunca o alanda tecrübe kazanarak kapıları kendisine açtırtabilirse, mutlaka kendi alanında başarıyı er yada geç yakalayacaktır. Zira bir alanda uzmanlaşan kişiler, mutlaka projelere nitelik katarlar ve başarı da kendiliğinden gelir.