Mimarlık Bölümü Mezunlarına Tavsiyeler
Mimarlık bölümünden yeni mezun olan arkadaşlarımız için, 7 deneyimli mimarın yol gösteren mesleki tavsiyelerini sizin için özetledik.
Mimarlık bölümünden yeni mezun olan arkadaşlarımız için, 7 deneyimli mimarın yol gösteren mesleki tavsiyelerini sizin için özetledik.
Mimarlık okumak veya okumamak... Bu yazıyı hazırlarken mimarlık eğitimi almış, üniversiteden mezun olmuş ve mimarlık mesleğini icra eden kişilerin fikirlerini aldık. Onların geri bildirimleri sonucunda, mimarlık eğitimi almak ya da almamak için beşer nedeni sizlerle paylaşmaya karar verdik.
Mimarlık eğitimi üniversitelerin mimarlık fakültelerinin mimarlık bölümleri tarafından verilir. Aynı fakültede şehir ve bölge planlama, endüstriyel tasarım, iç mimarlık, grafik tasarım gibi farklı bölümler de yer alır. Ancak aldıkları eğitimin zorluğundan en çok yakınanlar her zaman mimarlık bölümü öğrencileri olur.
ağustos, 2022
24şub(şub 24)00:0017eki(eki 17)00:00Geçmiş ve Şimdinin Buluşması: Fotoğrafik Bir Keşif
Bruno Vandermeulen ve Danny Veys’in geniş format analog fotoğraf makinesiyle siyah-beyaz film üzerine oluşturduğu fotoğrafların yanı sıra Ömer M. Koç Koleksiyonu’ndan 19. yüzyıl fotoğraf ve albümleri de yer aldığı, ANAMED'in “Geçmiş ve Şimdinin Buluşması: Fotoğrafik Bir Keşif” sergisi açıldı.
DEVAMINI GÖSTER...
Vehbi Koç Vakfı, Yapı Kredi Yayınları, KU Leuven, LUCA School of Arts ve Sagalassos Arkeolojik Araştırmaları Projesi katkılarıyla gerçekleştirilen, “Geçmiş ve Şimdinin Buluşması: Fotoğrafik Bir Keşif” sergisinde, sanatçılar Bruno Vandermeulen ve Danny Veys, günümüzde Isparta, Burdur ve Antalya’nın bir kısmını kapsayan tarihi Pisidya bölgesi ve çevresindeki “tarihi değiştirilmiş manzara” kavramına odaklanıyorlar. Sergi ile eşzamanlı yayımlanan, “Kaplumbağa Geldi Bir Gün Tek Başına” (Yapı Kredi Yayınları, 2022) isimli fotoğraf kitabından yola çıkarak hazırlanan sergide, eserler ANAMED’in 2013 yılında gerçekleştirilen “Tarihi Hayallemek: Sagalassos Kazı Fotoğrafçılığının Arkeolojisi” sergisindeki çalışmalar üzerine kuruldu. ANAMED Sergilerinin 10. yıl dönümü kapsamında gerçekleştirilen yeni sergi ise 24 Şubat ila 17 Ekim 2022 tarihleri arasında İstiklal Caddesi üzerindeki ANAMED Galerisi’nde ziyarete açık olacak.
Gravgaz Marshes
Bir manzara uzak bir geçmişe tanıklık edebilir mi? Peki, bunun şimdiki zamanla ilişkisi nedir? Çağdaş fotoğrafçılığın ana temalarından biri, peyzajın kentsel genişleme yoluyla dönüşümünün belgelendiği “insan tarafından değiştirilmiş manzara”dır. Bu nedenle, “tarihi değiştirilmiş manzaralar” kavramıyla çalışmak, Vandermeulen ve Veys’in bir peyzajın tarihsel katmanlarını ve zamansal sürekliliğin mekânsal dağılım üzerindeki etkisini incelemesine olanak tanıyor. 2008 yılından beri devam eden çalışmalarında hem bin yıllık jeolojik süreçlerle hem de yüzyıllarca süregelen insan müdahalesiyle şekillenen manzarayı şimdi ve geçmiş arasında bir değiş tokuş ortamı olarak işlerken, fotoğrafları yokluk ile varlık arasındaki çizgiyi araştırıyor. İnsanlar çevre ile etkileşime girip yollar yapıyor, yerleşim yerleri ve kentler kuruyor, yapıları peyzajın içine katıştırıyor ve topoğrafyayı kendi yararına kullanıyor. Yerleşimler kentlere dönüşebiliyor, kentler ise yıkılıp tabakalar altında kaybolabiliyor.
Lyrbe
Sanatçılar Vandermeulen ve Veys, geçmişe gönderme yapıp ilk fotoğrafçılara saygılarını sunabilmek için eserlerini siyah-beyaz film üzerinde geniş formatlı analog alan kamerası kullanarak yaratıyor. Görüntü alma sürecini kasıtlı olarak yavaşlatarak görüntü oluşturmaya dönüştürüyorlar. Bu yaklaşım ise fotoğrafçıların, “toprağı keşfeden kaplumbağalar” gibi doğru bakış açısını yavaşça arayarak belirli mekânlara gitmesine, konularıyla çalışıp onlarla iletişim kurmasına olanak tanıyor.
Kullanılan teknikler arasında albümin, tuz baskıları ve jelatin gümüş baskı gibi geleneksel metotların yanı sıra serigrafi, morötesi ve foto polimer baskıları bulunuyor. Özgün ve el yapımı eserlerden oluşan bu seçki, Ömer M. Koç Koleksiyonu’ndan 19. yüzyıl fotoğrafları ve albümleriyle bir arada sunuluyor. Bahattin Öztuncay’ın baskı tekniklerine dair açıklamalarından başlayarak Jeroen Poblome’un kitapta da yer alan metinleri üzerinden tarihsel bir bağlam oluşturuluyor. Sanatçıların eserleri yaratış sürecinden esinlenen Judith Desmyttere’nin şiirinden alıntılar da ek bir katman olarak eserlere eşlik ediyor.
Serginin açılışı, Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan ve Judith Desmyttere’nin şiiri ile aynı ismi taşıyan Kaplumbağa Geldi Bir Gün Tek Başına (Yapı Kredi Yayınları, 2022) adlı fotoğraf kitabının lansmanı ile eşzamanlı olarak gerçekleşiyor.
*
Sanatçılar Hakkında
Bruno Vandermeulen (1972) Görsel sanatlar, fotoğrafçılık alanında yüksek lisans derecesi sahibi (LUCA School of Arts, Campus Sint-Lukas Brüksel, Belçika, 1995). 2002 Yılında KU Leuven’e katıldı ve halen KU Leuven Kütüphanelerinde Dijitalleştirme ve Dokümantasyon çalışmalarını yönetiyor.
Danny Veys (1970) Görsel sanatlar, fotoğrafçılık alanında yüksek lisans derecesi sahibi (LUCA School of Arts, Campus Sint-Lukas Brüksel, Belçika, 1995). 2003 yılından bu yana LUCA Sanat Okulu’nda film temelli fotoğrafçılık dersleri veriyor.
Bruno Vandermeulen ve Danny Veys 2003 yılından beri Sagalassos Arkeolojik Araştırmalar Projesi’ne bağlı olarak çalışıyor. 2008 yılından bu yana Sagalassos ve çevresinde tarih ile manzara ilişkisi üzerinde çalışıyorlar.
şubat 24 (Perşembe) 00:00 - Ekim 17 (Pazartesi) 00:00
01mar00:0022agu(agu 22)00:00AMORF Doğaltaş Proje ve Tasarım Yarışması 2022
Ege Maden İhracatçıları Birliği tarafından öğrenci, profesyonel ve sınırsız olmak üzere 3 kategoride düzenlenen ödüllü tasarım yarışmasına başvuru için son tarih 22 Ağustos 2022.
Ege Maden İhracatçıları Birliği tarafından öğrenci, profesyonel ve sınırsız olmak üzere 3 kategoride düzenlenen ödüllü tasarım yarışmasına başvuru için son tarih 22 Ağustos 2022.
Mart 1 (Salı) 00:00 - Ağustos 22 (Pazartesi) 00:00
10mar(mar 10)00:0004ara(ara 4)00:00İo’nun Yeni Sesi
İstanbul’a kulak veren bir dünya prömiyeri: Bill Fontana'nın Türkiye’deki ilk kişisel sergisi “İo’nun Yeni Sesi”, 10 Mart'ta Arter'de açıldı.
DEVAMINI GÖSTER...
1947’de Cleveland’da dünyaya gelen ve çalışmalarını San Francisco’da sürdüren Bill Fontana, kariyerine besteci olarak başlamış ve kırk yılı aşkın bir süreyi kapsayan sanatsal üretimi boyunca, gündelik hayatımızı çevreleyen gizli müziğin çarpıcı yollarla dikkatimizi çekmesini sağlayarak inceliklerini açığa çıkarmıştır. Fontana’nın müzik üretiminin bir yolu olarak dinleme eylemini öne çıkaran yerleştirmeleri, görsel ve mîmâri ortamlara dair algılarımızla etkileşime geçmek ve onları dönüştürmek için sesi “heykelsi” bir mecra olarak kullanır.
Arter’in Bill Fontana’ya özel olarak sipariş ettiği çok ekranlı ve çok kanallı yerleştirmesi İo’nun Yeni Sesi, sanatçının Türkiye’deki ilk kişisel sergisi olmasının yanı sıra bir sesin “ürettiği” imaja ve bir imajın “yarattığı” sese yönelik araştırmalarına odaklanan Acoustical Visions (Akustik Görüntüler) başlıklı serisine de önemli bir ekleme niteliği taşır.
İo’nun Yeni Sesi, Fontana’nın bir bölümü su altında olmak üzere, İstanbul Boğazı’nın çeşitli noktalarında, ayrıca Bizans döneminden kalan Şerefiye (Theodosius) Sarnıcı ve Yerebatan (Bazilika) Sarnıcı’nda gerçekleştirdiği video ve ses kayıtlarını temel alır. Fontana’nın 8 kanallı dijital kayıt cihazı, akustik mikrofonlar, hidrofonlar ve ivmeölçerlerden oluşan taşınabilir kayıt stüdyosu aracılığıyla İstanbul’da topladığı ses verilerinin “yeniden konumlandırılması”, bu seslerin gece hoparlörlerle Yerebatan Sarnıcı’nda yayınlanması yoluyla gerçekleştirilmiş; böylece yapının devasa boşluğundan/kubbelerinden inanılmaz bir karşılık, çok çeşitli yankılar elde edilerek sanatçının “yeni(den) ses(lendirme)” adını verdiği bir yöntemle nihai kompozisyon olarak kaydedilmiştir.
İo’nun Yeni Sesi, İstanbul Boğazı’na da ismini veren İo’nun mitolojik hikâyesine atıfla adlandırılmıştır. İo, Yunan mitolojisinde Zeus’un karısı Hera’nın ilk rahibesi olarak kabul edilir. Zeus, İo’ya âşık olur ve onu Hera’nın gazabından korumak için beyaz bir ineğe dönüştürür. Hera’nın intikam almak için kendisine musallat ettiği at sineğinden kaçmaya çalışırken sürekli yer değiştirmek zorunda kalan İo, İyonya Denizi’ni aştıktan sonra İstanbul Boğazı’nı da yüzerek geçmesiyle boğazın “sığır geçidi” anlamına gelen “Bosphorus” ismini almasını sağlar.
İo’nun Yeni Sesi, Arter’in performans salonlarından Karbon’un gelişmiş teknik altyapısı sayesinde ziyaretçilerin zaman ve mekân algısını kuşatarak Boğaz’da ve Şerefiye Sarnıcı’ndaki kayıtlara dayanılarak gerçekleştirilmiş işitsel ve görsel kompozisyonlardan oluşan duyumsal ve dinamik bir dünya yaratır. Ziyaretçiler Karbon’a girer girmez karşı duvarda Şerefiye Sarnıcı’ndan görsellerin yer aldığı çok büyük bir projeksiyon perdesine doğru yönlendirilir; serginin bu katmanında görselliğe ilâveten, Fontana’nın Şerefiye Sarnıcı’nda yaptığı ambisonik ses kayıtları bu duvara yakın konumlanan sekiz hoparlörlük bir matris üzerinden duyulur. Karbon’un mîmârisine mükemmel şekilde uyarlanmış “patlamış bir küpü” andıran perdeler üzerinde sunulan imajlar ve mekânla bütünleşmiş ses çeşitliliği ise, sanatçının farklı yerlerden elde ettiği verileri hem ses hem de görüntü bağlamında araştırılmaya değer son derece büyüleyici bir mecra olan su aracılığıyla bir araya getirir.
İo’nun Yeni Sesi, serginin yapımı ve yapıtın Arter Koleksiyonu’na dahil edilmesi süreciyle ilgili finansman ihtiyacının tümünü karşılayan Grundig’in katkılarıyla izleyiciyle buluşuyor.
Mart 10 (Perşembe) 00:00 - Aralık 4 (Pazar) 00:00
25mar(mar 25)00:0015eyl(eyl 15)00:00Türkiye Ay Üsleri Ulusal Fikir Yarışması
Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Teknik Üniversitesi, Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve GUHEM ortaklığında, lise/orta öğretim öğrencileri, üniversite öğrencileri ve profesyonel olmak üzere 3 kategoride düzenlenen Türkiye Ay Üsleri Ulusal Fikir Yarışması'na projelerim teslimi için son tarih 15 Eylül 2022.
DEVAMINI GÖSTER...
Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Teknik Üniversitesi, Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve GUHEM ortaklığında, lise/orta öğretim öğrencileri, üniversite öğrencileri ve profesyonel olmak üzere 3 kategoride düzenlenen Türkiye Ay Üsleri Ulusal Fikir Yarışması’na projelerim teslimi için son tarih 15 Eylül 2022.
Mart 25 (Cuma) 00:00 - Eylül 15 (Perşembe) 00:00
31mar(mar 31)00:0007agu(agu 7)00:00Memento İstanbul: Hristoff Aile Arşivi Sergisi
Bir ailenin olduğu kadar, bir şehrin de tarihine mercek tutan "Memento İstanbul: Hristoff Aile Arşivi" sergisi, 31 Mart – 7 Ağustos 2022 tarihleri arasında Yapı Kredi Kültür Sanat’ta.
DEVAMINI GÖSTER...
Biriktirdiğimiz ve kıymet verdiğimiz objeler, zevk ve ilgi alanlarımızı, tarihimizi ve var oluşumuzu belirlerken; aile mirasımızın ve hikâyelerimizin anlatılmasına da aracılık ederler. Maddi ve manevi olarak bizler için değerli olan bu hatıralar, aynı zamanda “burada” olduğumuzun da kanıtlarıdır.
Temelini üç nesil sanatçı bir ailenin yıllar içinde biriktirdiği fotoğraflar, resimler, kişisel eşyalar ve objelerden alan Memento İstanbul: Hristoff Aile Arşivi sergisi, bir ailenin olduğu kadar bir şehrin de tarihine ışık tutuyor.
Küratörlüğünü Peter Hristoff, Elif Erdoğan, Yeşim Demir Pröhl’ün üstlendiği sergide Hristoff Aile Arşivi’nden derlenen objelere Pera Müzesi, Rahmi Koç Müzesi, Yapı Kredi, Nur ve Selçuk Altun, Ömer M. Koç, Emel ve Bülent Korman ile Ayşegül ve Ömer Özyürek koleksiyonlarından alınan resimler eşlik ediyor. Ailenin erken Cumhuriyet yılları sanat ortamıyla bağlarının anlatıldığı bölümde Aliye Berger, Ali Sami Boyar, İbrahim Çallı, Hayri Çizel, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Zeki Faik İzer, Zeki Kocamemi ve Şerif Renkgörür’ün eserleri de yer alıyor.
31 Mart – 7 Ağustos 2022 tarihleri arasında Yapı Kredi Kültür Sanat’ın Galatasaray’daki binasının 2. ve 3. katlarında ziyaret edilebilecek olan serginin ilk katında arşiv malzemeleri eşliğinde Hristoff ailesinin hikâyesi ve dostları olan sanatçıların eserleri bulunuyor. Serginin ikinci katında ise Peter Hristoff’un İstanbul’dan ilham alarak ürettiği işler yer alıyor.
Sergi Etkinlikleri ve Kataloğu
Sergi süresince Yapı Kredi Kültür Sanat’ın Galatasaray’daki merkezinde ve sosyal medya platformlarında konuşmalar, söyleşiler, atölyeler, dinletiler, performanslar ile şehir turlarını da kapsayan etkinlikler düzenlenecek. Sergi için ayrıca Yapı Kredi Yayınları tarafından Türkçe-İngilizce bir katalog hazırlandı.
Memento İstanbul: Hristoff Aile Arşivi, Raffles İstanbul, Can Carpet, Jotun ve New York School of Visual Arts desteğiyle hazırlandı.
*
Hristoff Aile Arşivi
Hristoff Aile Arşivi’nin temelleri 1923 yılında Bulgaristan’dan İstanbul’a gelen Peter Dimiter Hristoff’un 1920-30’lu yılların İstanbul’unu belgeleyen fotoğraflarıyla atıldı. Cumhuriyet’in ilk yıllarının sanat ortamının tam merkezinde yer alan Peter Dimiter’in başlattığı bu “biriktirme”, oğlu Dimiter ve torunu Peter tarafından da devam ettirildi. Arşivde yer alan kartpostal, resim, efemera ve fotoğraflar bir ailenin köklerini saldığı şehirle olan nostalji ve duygusallıkla harmanlanmış hikâyesini anlatıyor.
Fertleri ressam olan ama aynı zamanda baskılar da yapan Hristoff ailesinin buluştukları ortak nokta hep İstanbul olmuş. Ailenin üç kuşak sanatçısı, eserlerini İstanbul’un tarihinden, kültüründen ve insanından etkilenerek üretmişlerdir.
Mart 31 (Perşembe) 00:00 - Ağustos 7 (Pazar) 00:00
13nis(nis 13)00:0007agu(agu 7)00:00Ve Şimdi İyi Haberler
‘Basın Sanatı’ olarak tanımlanan 300’e yakın eseri bir araya getiren Ve Şimdi İyi Haberler: Nobel Koleksiyonu’ndan Eserler sergisi 7 Ağustos’a kadar Pera Müzesi’nde ziyaret edilebilecek.
DEVAMINI GÖSTER...
Dennis Hopper Harlem (Daily News), 1962 Kâğıt üzerine gümüş jelatin baskı, 12/15 40×60,3 cm
©Sanatçı & Dennis Hopper Art Trust
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, 2022 baharına basın ve sanat arasındaki etkileşimin izini süren kapsamlı bir seçkiyle merhaba diyor. Annette ve Peter Nobel’in “Basın Sanatı” (Press Art) adını verdikleri koleksiyondan oluşturulan Ve Şimdi İyi Haberler başlıklı serginin küratörlüğünü Christoph Doswald üstleniyor. 19. yüzyıldan günümüze, medya tarihinde son 150 yılın bilim, kültür ve siyasetteki en can alıcı meselelerini gözler önüne seren sergi, geçtiğimiz 20 yılda yaşanan büyük değişimlere ve bu değişimlerin medya sanatındaki etkilerine ilişkin de önemli ipuçları veriyor.
Sergi düşünsel bir başlangıç noktası olarak gazeteden yola çıkıyor, metin ve haber ilişkisine, fotoğrafın bulunmasının toplumu nasıl şekillendirdiğine ve totaliter sistemlerin kitle iletişim araçları üzerindeki güçlü etkisine odaklanıyor. II. Dünya Savaşı sonrası barış hareketi, medya endüstrilerinin tüketim kültürüyle ilişkisi, küreselleşmeyle birlikte sanatta öne çıkan eleştirel medya söylemi gibi önemli dönüm noktalarına işaret etmenin yanı sıra, toplumsal cinsiyet, din, etnik köken gibi kavramların sanat ve medyadaki dönüşümünü ve sosyal medya toplumunun gelişimini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.
164 sanatçı, 300’e yakın eser
Ve Şimdi Haberler: Nobel Koleksiyonu’ndan Eserler sergisinde Alberto Giacometti, Aleksandr Rodchenko, Andy Warhol, Andreas Gursky, Jenny Holzer, Bedri Baykam, Barbara Kruger, Christo, David Hockney, Dennis Hopper, Elmgreen & Dragset, Fernand Légér, Georges Braque, Henri Cartier-Bresson, Joseph Beuys, Özlem Günyol & Mustafa Kunt, Le Corbusier, Malevich, Man Ray, Mayakovski gibi Türkiye’den ve dünyadan önemli isimlerin aralarında bulunduğu 164 sanatçının resim, fotoğraf, kolaj, yerleştirme, video gibi farklı araçlarla ürettiği 300’e yakın eser yer alıyor. Modern ve güncel sanatın en önemli dönemlerini izleme olanağı sunan bu eserleri bir araya getiren Annette ve Peter Nobel, koleksiyonları ve “Basın Sanatı” hakkında şunları söylüyor:
“Bu koleksiyonu yapma isteğimizde önce teknik hayranlık ve daha sonra da entelektüel kapsam rol alıyor. Basın Sanatı insanı düşünmeye sevk eder, çünkü çok sayıda sanatçı ister ara sıra, ister başka işlerinin yanı sıra, ister her zaman eserlerine zemin olarak gazete kullanır, hatta gazeteleri kopya eder ya da bizzat kendi yapar. Bu bilinçli davranış, gündelik olaylarla estetik açıdan ilgilenmeye dair bir çağrı olarak da görülebilir. Sanat, yaşamın sembolik dünyasına dönüşür.”
Hooper Turner Helvetica Alfabesi, 2012 Kâğıt üzerine yağlı boya, 26 parça 27×20,6 cm – 29,8×45,7 cm
©Sanatçı & FROSCH&CO, NY
“Medyanın inandırıcılığı ve sanatın özerkliği zorlu sınavlardan geçecek”
Sanat eserinin eşsiz olması gerektiği görüşü Aydınlanma Çağı’ndan bugüne geçerliliğini korurken, günlük gazete ve dergiler her gün yeni baştan üretilen, okunduktan sonra atılan kitlesel tüketim ürünleri olarak görülüyor. Halbuki, fotoğrafçılık ve baskı kimyasında geliştirilen yöntemler, farklı içeriklerin gazete mizanpajında aynı anda iletilmesini mümkün kılan teknikler, sanatın teknik ve stratejilerine ilham kaynağı olabiliyor. Ve Şimdi İyi Haberler sergisini bu ilhamın bir örneği olarak niteleyen küratör Christoph Doswald koleksiyona ve eserlere dair şu açıklamalarda bulunuyor:
“Burada Basın Sanatı kapsamında, en geniş anlamıyla basılı metin ve görselle ilişkisi olan sanat eserleri sergileniyor. Ki bunlar aslında ucuz, her gün yenilenen bir tüketim nesnesini, pahalı bir münferit parçaya dönüştürüyor. Sergilenen eserler arasında gazete kâğıdından kolajlar, basında çıkmış bir görselin model olarak kullanıldığı resimler, gazete kâğıdı üzerine uygulanmış guaşlar, ünlüleri konu alan resimli magazin dergisinde çıkmış fotoğraflardan hareketle üretilmiş serigrafik baskılar yer alıyor. Annette ve Peter Nobel’in koleksiyonundaki resimler, kolajlar, asamblajlar, desenler ve baskılar, orijinal ile medyadaki kopyası arasında hâlâ bir ilişkinin bulunduğu zamana ait.”
Bir zamanlar sarsılmaz olan bu ilişkinin hiç bugünkü kadar sorgulanmadığına da dikkat çeken Doswald, “Orijinal ile sahte arasındaki ilişki, sırf estetik açıdan ele alınması gereken marjinal bir problem değil; toplumu bütünüyle ilgilendiren bir problemdir. Çünkü bilgiyi toplama, medya aracılığıyla iletme ve ticari olarak değerlendirme eylemleri arasında özenle gözetilen ayrım, günümüzde artık büyük baskı altında. Bu da hem sanat hem de toplum açısından birçok soruyu gündeme getirecek.” diyor ve başta medyanın inandırıcılığı olmak üzere sanatın özerkliğinin de zorlu sınavlardan geçeceğini ifade ediyor.
Hem hafızayı harekete geçiren hem ilham veren bir sanat deneyimi
Ve Şimdi İyi Haberler: Nobel Koleksiyonu’ndan Eserler sergisine ev sahipliği yapmanın medya, toplum ve sanat arasındaki güncel bir tartışmayı Türkiye’ye taşımak adına son derece gurur verici olduğunu vurgulayan Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür ve Sanat İşletmesi Genel Müdürü M. Özalp Birol ise “Tüm dünya, dilimize ‘hakikat sonrası’ diye çevrilen bir ‘post-truth’ çağı yaşıyor,” diyor ve ekliyor:
“Bu çağın oluşmasında elbette ki medya araçlarında son 20 yılda yaşanan muazzam dönüşümün, dijitalleşmenin ve sosyal medyanın ortaya çıkışının payı büyük. Ancak son 20 yıla bakmak bize bugünü anlamakta ne kadar derinlikli bir görüş sağlayabilir? Ve Şimdi İyi Haberler sergisi ile bugünün ekonomik, siyasi, toplumsal, sanatsal tartışmalarını yürütürken başvurduğumuz referans dünyasının sınırlarını biraz daha genişletiyoruz. Geçmişe baktıkça, bugünkü ufkumuzun da görüş mesafesinin arttığını fark ediyoruz. Matbaanın icadından günümüze son 150 yılda basın ve sanat arasındaki ilham alışverişine ve son 20 yıldaki hızlı dönüşümün sanattaki izlerine bakıyoruz. Bunu yaparken malzememiz gazeteler, dergiler, medya araçları olduğu için son 150 yılın önemli siyasi ve toplumsal gelişmelerini de yeniden hatırlıyoruz. Ve Şimdi İyi Haberler sergisi günümüzü anlamaya çalışanlara hem hafızayı harekete geçiren hem ilham veren bir sanat deneyimi sunuyor.”
Trevor Guthrie Fox Haber (Amigo Savaşı), 2007 Kâğıt üzerine karakalem 110×100 cm ©Sanatçı
Sergiye, Basın Sanatı’na adanmış bir gazete eşlik ediyor
Serginin küratöryel zemini Jean Baudrillard’ın İmgenin Şiddeti, İmgeye Uygulanan Şiddet, Dorothea Strauss’un Daha Çok Işık! Resimleri Okumak, Felix Uhlmann ve Cristina Bognuda’nın Sanat Özgürlüğü Ve Sanatın Teşvikine İlişkin On Tez makalelerinden yola çıkılarak oluşturuldu. Sergi kataloğunda eser görsellerine bu metinler eşlik ediyor.
Basın Sanatı’na saygı duruşu niteliğindeki Ve Şimdi İyi Haberler sergisine bir de gazete eşlik ediyor. Sergiyle aynı adı taşıyan gazetede; Ahu Antmen’in Elektrik çarpar!.. McLuhan’ın mesajı ve akla gelen birtakım düşünceler, Süreyyya Evren’in Müphem Jest: Metin, Esra Özdoğan’ın Dünya Bir Resim: Gerçekliğe Yeni Bir Erişim Olarak Fotoğraf Algısı, Ece Temelkuran’ın ‘İlginç zamanlar’ kimin evi?, Evren Savcı’nın Şu Kültür Dediğimiz… ve Erkan Saka’nın Facebook’ta İyi Görünmenin Yolları: Basın Sonrası Dönem başlıklı yazıları yer alıyor.
Sergi ve katalog tasarımını PATTU’nun üstlendiği Ve Şimdi İyi Haberler: Nobel Koleksiyonu’ndan Eserler, 7 Ağustos tarihine kadar Pera Müzesi’nin 3., 4. ve 5. kat sergi salonlarında ve Pera Café ’de ziyarete açık olacak.
*
Christoph Doswald Hakkında
Christoph Doswald (1961 doğumlu) İsviçreli bir yayıncı, küratör ve öğretim görevlisidir. Kariyerine çağdaş sanat hakkında yazılar yazarak başladı. 1980’lerin ortalarından itibaren, çeşitli sergilerin küratörlüğünü üstlendi; Kunsthaus Graz, Nice’deki Villa Arson, Kunstmuseum Bern, Centre Pasquart Biel ve Berlin Sanat Akademisi’nde çeşitli sergiler gerçekleştirdi. 2001’den 2007’ye kadar, Marsilya’daki Fonds Régional d’Art Contemporain’in (FRAC PACA) satın alma komitesi üyesiydi, burada çeşitli sergiler gerçekleştirdi. Doswald, 2009’un sonlarına kadar Zürih Şehri Kamusal Alanlarda Sanat Çalışma Grubu’nun (AG Kiör) başkanlığını yaptı. Kamusal Alanlarda Sanat programından sorumlu olan Doswald, ART AND THE CITY (2012) ve Altstetten Albisrieden (2015) sergilerinin küratörlüğünü yaptı. Doswald, Zürih Sanat Üniversitesi ve Stuttgart Devlet Sanat ve Tasarım Akademisi gibi farklı kurumlarda çeşitli öğretim pozisyonlarında ve misafir profesörlük görevlerinde bulundu. 2012’den beri İsviçre’nin görsel sanatçılarının profesyonel derneği olan visarte.schweiz’in yönetim kurulu üyesidir. Burada, mimaride sanat ve kamusal alanda sanattan sorumludur. Bu rolde Prix Visarte ödüllerini başlatmıştır. 2016’dan beri Kulturweg Limmat vakfının başkanıdır.
Nisan 13 (çarşamba) 00:00 - Ağustos 7 (Pazar) 00:00
15nis01eylTARİH SİZE BAKIYOR Ara Güler Fotoğraflarında Arkeoloji
Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü, Ara Güler Müzesi ile Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi iş birliğinde “TARİH SİZE BAKIYOR Ara Güler Fotoğraflarında Arkeoloji” isimli sergisine kapılarını açıyor.
DEVAMINI GÖSTER...
Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği iş birliğinde T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından, alanında yetkin 430 uzmanın çalışmalarıyla kurulan Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü’nün ilk sergisi “TARİH SİZE BAKIYOR Ara Güler Fotoğraflarında Arkeoloji” Ara Güler Müzesi ve Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi’nin titiz çalışmaları ve Engin Özendes’in küratörlüğünde hayata geçti.
İzmir Efes
Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü’nün temeli; bilim, eğitim, kültür ve sanat önceliklerinde güçlü ve vizyoner bir kurguda, Türk arkeolojisinin ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte özgün bir uluslararası kurum olarak AB projesiyle atıldı. Temel stratejisi, başarılı bir bilim enstitüsü olarak dünyada Türkiye adına yerini almak ve derin tarihsel geçmişin beslediği ortak kültürle Avrupa ve Asya arasındaki uluslararası diyaloğun gelişmesine katkı vermektir.
Nemrut
Hemen her Avrupa ülkesinin kazı ve araştırmalar yaptığı ve çoğunun Arkeoloji Enstitülerini 1889’dan beri kurmuş olduğu Türkiye’de bir Millî Arkeoloji Enstitüsü’nün kurulması eskiden beri bir hayaldi ve yokluğu önemli eksikliklere yol açıyordu. Bilim, kültür ve sanat çalışmalarını geliştiren, destekleyici, ön açıcı, ilgili kurum ve kişileri kucaklayıcı, bir araya getirici devlet ve millet çatısı altında uluslararası toplum adına çalışan bilimsel, kültürel ve sosyal bir koordinasyon teşkilatı çoktandır arzulanıyordu. Tüm ilgililerin paydaş olacağı ve ilgili tüm dağınık güçlerin bir araya gelebileceği millî Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü’nün kuruluşu daha çok zaman kaybetmeden acilen gerekliydi.
Yürüttüğü sosyal sorumluluk çalışmalarını “Doğuş’tan İyi Bir Gelecek” vizyonuna bağlı kalarak “memlekete hizmet” ilkesiyle yürüten Doğuş Grubu’nun Ara Güler ile iş birliği sonucu hayata geçirdiği Ara Güler Müzesi ile Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi’nin yeni sergisi, Türkiye’nin ilk millî Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü’nün programı kapsamında Gaziantep’teki Enstitü Binası Konferans ve Sergi Alanı’nda ziyarete açılıyor.
Side
“TARİH SİZE BAKIYOR Ara Güler Fotoğraflarında Arkeoloji” sergisinde, Ara Güler’in Afrodisias, Nemrut Dağı, Herakleia gibi Türkiye’nin en önemli arkeolojik alanlarında çektiği fotoğrafların yanı sıra Göktürk Yazıtları’ndan da fotoğraflar öne çıkıyor.
21 Türkiye’den 1’i Moğolistan’dan toplam 22 arkeolojik alanın 132 fotoğrafının görülebileceği sergiyle ilgili küratör Engin Özendes; “Arkeolojik mekanların fotoğraflanması, fotoğrafın belge yanının en önemli örneklerindendir. Belge fotoğraflarının da artistik bakış açısına ve estetik değerlere sahip olabileceğinin en güzel kanıtlarından biri de bu sergideki fotoğraflardır. Ara Güler, belge fotoğrafının olduğu kadar; estetik bakışın, doğru ışık kullanımının, bilginin, fotoğraflarında görsel güzelliği sunmanın da ustasıdır. 1958’de bir rastlantı sonucu ulaştığı Afrodisias, Ara Güler için önemli bir yaşam öyküsü oluşturur. Ara Güler Afrodisias’ı keşfeden kişi değildir ama tüm dünyanın ilgisini buraya çeken kişidir. Yalnız Afrodisias değil, birçok antik kenti fotoğraflamıştır. Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü gibi herkesin gurur duyacağı bir eğitim kuruluşunda ilk serginin Ara Güler’in arkeolojik alan fotoğrafları ile başlaması bir rastlantı değildir” dedi. Özendes yazdığı, sergi ile aynı ismi taşıyan kitabın, sergiyi ölümsüzlüğe kavuşturacağını da vurguladı.
Ara Güler’in çok yönlü sanatçı kimliğini ve ilham veren yaşamını gelecek nesillere aktarmak amacıyla kurulan Türkiye’nin uluslararası standartlara sahip ilk fotoğraf sanatçı müzesi olan Ara Güler Müzesi ile Gaziantep’te kurulan Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü iş birliğinde, Engin Özendes’in küratörlüğünde düzenlenen sergi, 1 Eylül 2022 tarihine kadar ziyaret edilebilir.
*
Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi (AGAVAM) Hakkında
2016 yılında Ara Güler ve Doğuş Grubu arasında gerçekleşen anlaşma ile hayata geçirilen Ara Güler Doğuş Sanat ve Müzecilik A.Ş. çatısı altında yer alan AGAVAM, Türkiye’nin en önemli fotoğraf arşivlerinden biri olan Ara Güler arşivinin bir bütün olarak korunması ve gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak üzere çalışıyor. 16 Haziran 2018’de, Ara Güler’in 90’ıncı doğum gününde İstanbul Yapı Kredi Bomontiada’da açılan Ara Güler Müzesi ise, duayen fotoğraf sanatçısının eserlerinin daha geniş kitlelere ulaşması için çalışmalar gerçekleştiriyor. Profesyonel düzeyde yönetilen ve kâr amacı gütmeyen iki sanat kurumu, birbirini operasyonel ve içerik anlamında da besleyecek şekilde faaliyet gösteriyor. Doğuş Grubu Sanat Danışmanı Çağla Saraç liderliğinde çalışmalarını sürdüren arşiv ekibi, Ara Güler’in yüzbinlerce eserinin tasnif, envanter, koruma, sayısallaştırma ve indeksleme işlemlerini yürütüyor. Arşiv koleksiyonlarının önümüzdeki dönemde bir portal üzerinden fotoğraf meraklıları ve araştırmacılara açık hale getirilmesi hedefleniyor.
Nisan 15 (Cuma) 00:00 - Eylül 1 (Perşembe) 00:00
18nis(nis 18)00:0020agu(agu 20)00:00Great Green Wall Single Stage Student Ideas Competition
Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) tarafından düzenlenen öğrenci fikir yarışması Great Green Wall Single Stage Student Ideas Competition için son başvuru tarihi 20 Ağustos 2022. Yarışmanın amacı, Dakar'dan Cibuti'ye kadar uzanan Sahel-Savanah çöl bölgesi boyunca Great Green Wall (GGW) olarak bilinen 8000 km uzunluğunda, 16 km genişliğindeki yaşam bölgesinde basitleştirilmiş uygun fiyatlı konut için yenilikçi tasarım fikirleri önermek.
DEVAMINI GÖSTER...
Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) tarafından düzenlenen öğrenci fikir yarışması Great Green Wall Single Stage Student Ideas Competition için son başvuru tarihi 20 Ağustos 2022. Yarışmanın amacı, Dakar’dan Cibuti’ye kadar uzanan Sahel-Savanah çöl bölgesi boyunca Great Green Wall (GGW) olarak bilinen 8000 km uzunluğunda, 16 km genişliğindeki yaşam bölgesinde basitleştirilmiş uygun fiyatlı konut için yenilikçi tasarım fikirleri önermek.
The International Union of Architects (UIA) has launched the Great Green Wall single stage student ideas competition open to all students in architecture of the world.
The objective of the competition is to spotlight innovative design ideas for providing simplified affordable housing within the 8000 km long, 16 km wide living region stretching across the Sahel-Savanah desert region from Dakar to Djibouti known as the Great Green Wall (GGW).
This competition was initiated by the UIA’s Region V to engage the global community of architecture students in the effort to harness the benefits of the UN Sustainable Development Goals to architecture in the service of the GGW. In conjunction with the long-term aims of the Initiative, architecture students are encouraged to harness the benefits of the UN Sustainable Development Goals and to respond to the realities of climate change by creating affordable, resilient dwellings and sustainable, rural livability while sustainably rejuvenating the cultural and historical landscape.
This competition, conducted according to the UNESCO Standard Regulations for International Competitions and the UIA best practice recommendations (See: Competition Guide for Design Competitions in Architecture and Related fields), is approved by the UIA.
The organisers will host Interactive Video Conferences to raise architectural consciousness that will serve the expected human settlement around the GGW as a concept for human survival in a world under the increasing threat of imminent climate catastrophe. Online interactive video conferences will include at least four speakers to illuminate seminar topics that are multiple and diverse. Attending these online interactive seminars is preferably an “advisory” step for participation in the competition.
The task is a design proposal for a Sustainable Dwelling for up to 25 people. This is to be conceptually arranged in a combination of about 5dwellings in the sense of a cluster of urbanisation, while one dwelling is presented in more detail. This enlargement will include the definition ofcommunity/public space as context for the dwelling proposal. Communal dwelling should enhance the ongoing development of the greenerypercentage around the selected site.
A participatory approach in design is recommended to review the courtyard system/cultural synthesis of the many tribes along the Sahel-Savanahshelterbelt. Further study of the Cultures along the region will help propose architectural solutions for the civilisation on the GGW belt.
The competition encourages participants to view the environment as a design resource for innovation, through the use of sustainable materials and novel design approaches for change investigations. Participants are expected to trigger many opportunities and explore solution-driven approaches to indigenous architectural challenges. Learning opportunities willinclude design that responds to realities of climate change, climate actions, peculiar contexts in urbanism, and the making of culture-sensitive productive rural landscapes while taking into account the need for affordable shelter, resilient dwelling, and sustainable livability in twenty -first-century rurality.
The competition is open to all full-time enrolled students from all over the world. Multidisciplinary teams are allowed and must be led by an architectural student. Student participants must be enrolled in a school of architecture at the time of submission.
More information can be found here.
Nisan 18 (Pazartesi) 00:00 - Ağustos 20 (Cumartesi) 00:00
07may01eylInternational Graduation Projects Award 2022
Tamayouz Excellence Award tarafından her yıl mimarlık, kentsel tasarım, planlama ve peyzaj tasarımı öğrencilerinin mezuniyet projelerinin ödüllendirildiği International Graduation Projects Award 2022 için son kayıt tarihi 1 Eylül 2022.
DEVAMINI GÖSTER...
Tamayouz Excellence Award tarafından her yıl mimarlık, kentsel tasarım, planlama ve peyzaj tasarımı öğrencilerinin mezuniyet projelerinin ödüllendirildiği International Graduation Projects Award 2022 için son kayıt tarihi 1 Eylül 2022.
You are eligible to participate if all of the following conditions apply
▪ You (if participating as an individual) or your team members (if participating as a team) are expected to present your project to your school or graduate between 01/09/2021 and 01/09/2022*.
▪ Participants can submit work only done in their final year of studies, regardless of the project nature, programme, budget and scale (students can submit graduation projects or any other final year design project as long as it was produced in their final year of study).
▪ If a team/individual would like to submit more than one project, then each submission will need to be registered as a separate entry.
▪ If you registered in Tamayouz International Award’s previous year, you are not eligible to participate this year, even if you didn’t submit.
▪ If you graduated in the previous academic year (01/09/2020 – 01/09/2021) and didn’t participate in the 2021 cycle, you are still eligible to participate. You will pay the “Late Registration Fee” regardless of when you register. Make sure you choose the correct option on the website.
*Finalists will be asked to provide Proof of their status as a final year student graduating during the specified period.
Tamayouz International Award’s regulations and guidelines
This is an anonymous competition and the Unique Registration Number is the only means of identification.
The official language of the award is English.
The registration fee is $30 Early (Until 30/June) / $40 Regular (Until 31/July) / $50 Last chance (Until submission deadline), the registration fee is non-refundable.
The registration cannot be deferred to the following year for any reason.
Contacting the jury is prohibited.
Tamayouz Excellence Award, as the award organiser, reserves the right to modify the award schedule if deemed necessary.
Entries will not be reviewed if any of the rules or submission requirements are not considered.
Participants must submit their graduation projects using Tamayouz Templates HERE
Mayıs 7 (Cumartesi) 00:00 - Eylül 1 (Perşembe) 00:00
07may(may 7)00:0031agu(agu 31)00:00Kent Çalışmaları Ödülleri 2022
Zeytinburnu Belediyesi’nin kent yönetim sistemi içerisinde, daha kaliteli hizmet ve çözüm için akademik destek beklediği “Kent Çalışmaları Ödülleri” için son başvuru tarihi 31 Ağustos 2022.
DEVAMINI GÖSTER...
Zeytinburnu Belediyesi’nin kent yönetim sistemi içerisinde, daha kaliteli hizmet ve çözüm için akademik destek beklediği “Kent Çalışmaları Ödülleri” için son başvuru tarihi 31 Ağustos 2022.
Kent Çalışmaları Ödülleri; fiziki, mimari, idari, ekonomik, toplumsal, kültürel, tarihî ve benzeri boyutlarıyla kenti konu edinen bilimsel çalışmaları, akademik uğraşlarını kent ve kent meseleleri üzerine yoğunlaştırmış bilim insanlarını ve kentlerin gelişimine katkısı bulunan kişileri ve kurumları / kuruluşları desteklemek ve teşvik etmek için Zeytinburnu Belediyesi tarafından düzenlenmektedir.
Kent Çalışmaları Ödülleri; kentlerin, kentleşme sürecinin ve kentsel yaşamın dinamiklerini açıklayan ve bu dinamiklerin yarattığı değişimlere ve sorunlara yeni bakış açıları ve çözümler geliştiren çalışmaları teşvik etmeyi, bu çalışmalar arasında iş birliğini geliştirmeyi ve bu çalışmaların görünürlüğünü arttırmayı amaçlamaktadır. Sosyoloji, coğrafya, ekonomi, siyaset bilimi, antropoloji, tarih, mimarlık, şehir planlama, kentsel tasarım, peyzaj mimarisi gibi farklı disiplinlere ve araştırma alanlarına ait farklı epistemolojiler ve metodolojiler ile inşa edilmiş; toplumsal, kültürel, fiziksel, ekonomik ve benzeri boyutlarıyla kentleri konu edinen ve kentlerin sorunlarına çözüm arayan tüm ampirik ve teorik çalışmalar Zeytinburnu Belediyesi Kent Çalışmaları Ödülleri’nin kapsamına girmektedir.
Kent Çalışmaları Ödülleri; makale, doktora tezi, kitap ve jüri özel ödülü olmak üzere toplam dört kategoride verilmektedir.
İlgili eserin kent çalışmaları alanında hazırlanmış olması başvurunun gerek ve yeter şartıdır.
Her kategoride ödüle hak kazananlar ile ödül takdim töreninin yeri ve tarihi web sitesinde ilan edilir. Düzenleme Kurulu, gerekli gördüğü takdirde başvuru, ilan, değerlendirme, ödülün verilmesi ve benzeri iş ve işlemlerin takviminde ve kriterlerinde değişiklik yapabilir. Bu değişiklikler web sayfasında ilan edilir.
Mayıs 7 (Cumartesi) 00:00 - Ağustos 31 (çarşamba) 00:00
Görsellik, özellikle iki binli yıllarda oldukça önemli bir konumda yer alıyor. Elbette söz konusu mimarlık olunca, görsel estetiğin önemi de birkaç kat daha artıyor. Bir de görsel sanatların vazgeçilmezi var ki, mimarlık ile birleştiğinde ortaya büyük bir ortaklık çıkıyor; fotoğrafçılık.
Konutların temel işlevi insanların barınma ihtiyacını karşılamaktır. Ancak yaşam şartlarının değişmesi ile birlikte konut tasarımında dikkate alınacak konular da gün geçtikçe farklılık göstermekte ve artmaktadır. İnsanların sürekli olarak değişen ihtiyaçları konut tasarımı sırasında planlanması gerekli faktörleri de yeniden şekillendirmektedir.
Serbest çalışan bir mimar olarak gelir elde etmeniz durumunda vergi ödemeniz kaçınılmazdır. Bu noktada gerekli adımları doğru biçimde atmayacak olursanız, uzun vadede ciddi sıkıntılarla karşılaşmanız mümkündür. Mali müşaviriniz sizi vergi hususunda doğru biçimde yönlendirebilecektir ki, kendisi de bir serbest meslek mensubu olan mali müşavirlerden profesyonel hizmet almanız ayrıca bir kanuni zorunluluktur.